Eski Türkçe Bir Sevdanın Latincesi
Kumral diye bir renk var ya...En çok onu seviyorum...
Ne olur yanma Z.... Bir temmuz bağdaş kuruyordu, Kulak arkası sözlerin yanı başına Düş kuran kalemlerde düşüncem diniz Allah’ın gününü öldürüyordu, Çok sokaklı İstanbul’un Boş bakışlı kaldırımları Seviyordunuz beni meşrebinizce, Şiir diyordum o yüzden adınıza Bir ısırımlık elmam Bir tadımlık balım Sevdamın Z...haliydiniz Yutkunamıyordu şuralarım sizsiz Dilime dolanıyordu, Kötü hissettiğiniz kendiniz Çene çalıyordu eli uzun çarşafçılar, Çeyizsiz ev kızlarının kapı önlerinde Yeni sulanmış bir şebboydu, Petunyaydı şehriniz Islaktı kına bilmeyen eller, Soğumuş çayken söz öbekleriniz Gel-geçtiniz... Türkü yakan sokak çocukları Tırnağını acıtırken basılmamış ayaklarınızın Dışlanıyordu içlenmeleriniz Kuşlarını taşlıyordu, Aklından meyve geçen ağaçlarınız Cezvesi tuzsuz fincanlar, Vahlanıyordu Bir ömrün ortası yaşlanıyordu farkında değildiniz Kendi düğününü kaçırıyordu, Deli saraylı Amedeus gelmeyen zamanlarda Dürülmüş bohçaların ardına su döküyordu, Bir operanın üçüncü perdesi nefes nefeseydi üflemeli sazlar, Flu bir sevdayken resminiz Kahkahası susuyordu, Tuşları eksik piyanoların Tiradınıza replik veriyordu, Güz lekeli sözlerim Sessiz diniz… Bir şiir bağdaş kuruyordu, Kulak arkası sözlerin yanı başına Çirkin adamlar seyrediyordu Küfürbaz kadınlar, Eski türkçe sevdaların latincesini Bilmem ki kaç aylık, Kaç mevsimlik tiniz. Emzirse hüznüm sizi, İçimde büyüye bilirdiniz Ele veriyordu kendimi hiç bir şey/sizliğim Latince olamazlar da Görmezden geldi el kızları Bilmezden geldiniz suadiyeağustosikibinondört Demir Mutlugil |
tebrikler
saygı ve selam ile_______இܓஇܓஇܓ