Gün Gelir...
Gün gelir,
Beyaz kâğıtlara yaşayamadıklarımızı yazarız. Bizim olmamış bir hayatın iç sızısını paylaşırız yapraklara. Bizim cesaretsizliğimizi, söylemek isteyip te söyleyemediklerimizi söyler kalemlerimiz işte o beyaz kâğıtlara… Hayatın bizimle nasıl acımasızca oynadığını anlatırız belki… Gün gelir, Bir zamanlar hoyratça yaşayıp durduğumuz anlarımız, anılarımız olur. Yakın gördüklerimize nemli ve uzaklara bakan gözlerle anlatacağımız… Her anlattığımızda ise tekrar tekrar aynı acıları tattığımız anılara dönüşür. Gün gelir, İnceden bir sızı kamçılar yüreğimizi, Bir damla acı düşer en hassas yerimize… Dayanılmaz kramplarla kasılır dururuz. Aklımıza aşkın ne manaya geldiğini bilmeden tükettiğimiz anlar gelir… Üzülürüz… Gün gelir, Yüreğimizin bir ömür boş kalmış odasının gizemini çözmek istercesine, Kapı tokmağına dokunuruz usul usul… Ses veren olmayınca o boş kalmışlığımızdan, Alır kalemi elimize, Hikâyemizi yazarız o vakit… Gün gelir, biliyorum… O gün gelir… Mustafa Tilci “Süveyda Romanından” |
soyunup başka nefeslerden
kendimiz için bir nefes daha alırız
derin ve temiz
tebrıkler
çok güzldi