SaydamSu birikintilerinin kıyılarına oturup, Olmayan gemileri yüzdürürdüm hayallerimde. Dumanı da vardı üstelik... Öyle kaptırırdım ki kendimi, Boğulacağım sanırdım Görünmez bacaların yıllanmış tortularından.. Kiremitleri ezerek biraz suyla kına yapar, Yazılar yazardım bilmediğim harflerden.. Ne zaman ki iki kelimeyi yanyana getirebilir oldum; O zaman yakaladı beni hayat, Haylaz bir kız çocuğuymuşum gibi, Ense kökümden.. Düşe kalka bisiklet kullanmayı, Su yuta yuta, Hatta nefessiz kalıp öleceğim korkusuyla, Yüzmeyi öğrendim.. İlham denen kaçakla tanıştım yıllar sonra O kaçtı, ben kovaladım Her kelimeyi anlamlarından öte olduklarını bile bile Anlamına eremeden yazdım.. Tut ki bu deniz dedim içimden tüm su birikintilerine, Bir apartman katından aşağıya damlayan suyun hedefiysem, Tut ki yağmur düşmüştü üzerime.. Korku sokak aralarına saklanıp, Saklanbaç oynuyordu benimle, Elektirik düğmesine parmaklarım gittiğinde Teslim oluyordu ebesine.. O da korkuyordu korkaklığından, Korkak olduğu için korkutuyordu başkalarını.. Öyle değil midir zaten? Aynalar vardır insanların karşısında, Ne yaparsan durmaz sana geri çarpar eninde sonunda.. Elif SEZGİN |
O zaman yakaladı beni hayat,
Haylaz bir kız çocuğuymuşum gibi,
Ense kökümden..
bırakmadan ve acıtmadan yakalamk
yüreğine sağlık