4
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1405
Okunma

hangi bahara asmışsam hayallerimi
bir karakışa daha merhaba demedi çatlamış sevdalarım
kırkikindilerden ağladığımı duydukça kalleşler
daha çok çimdiklendi en hassas yanlarım
gecenin döşünde sustum kendime
günahkarım elbet, kabul ediyorum
olmayana Amin ler sürdüm,
gergefe gerdim yalandan sevmeleri
başımdaki dumana aldandım
tüttüm buram buram çoğu zman...
benim olamayacak her gönülde demlendim uzun uzun.
sancıdım yok oldukça korkularım
cesaretten kalkanlar bürünüp kahrıma kahkahalar uzattım
tükürdü yüzüme gerçekler
zayi kaldım ...
kalabalık bir kentte arandım
can doğradım iliklerimde ölesiye cesaretle
kıymığı battı aşkın dilime acıdım
’yalnızlıktandır’ dedim .
el bastım bedenim üstüne,
yemin verdim acele edeceğime
infilak etmek için en erken akşam !
feryadlarıma tıka basa doldurdum kanadıklarımı
inkar ettim sevdiklerimi
yalan söyledim ...
mevsimlerden hazanım hâlâ
hâlâ kavrulur dalımda yapraklarım
hala ölmedim
biri bulmalı beni ,
kalabalık bir şehrin tenhasında
tanınmaz leş dökülü sokak aralarında ruhum
kokusunu duyduğum her taze bahar
uçukluyor kanatarak dudaklarımı
iki çocuğun öksüzlüğü tartışma noktasında
sızmalı çatlaklarımdan sessizce içeriye bir nefes
usulca çekilmeli gece kanımı çalıp bedenimden
yoklamalı arada ölüm
kendime getirmeli başkasında kalmamak için
yangınlara yol almalıyım soğutmak üzere öfkelerimi
durulmalıyım birazda
durdurmalıyım masalımdaki eşkiyaları
değişmeliyim bir tazeyle bedenimi
azraille çatışmalıyım kıyasıya korkmadan
korkmalı çığlığımdan elini çabuk tutmalı ecel
yalvaracak tapınaklara yalnızlığı anlatmalıyım
en çokta bedelini ödeyemediğim veresiye hayatımda
bilmem kaçıncı gecenin faili olmalıyım
hasımlık yaratmalı yaşamak ve ölüm arası
susamalıyım canıma
ve
sakıncalı şarkılar eşliğinde
dökülmeliyim önüne asice
sessizliği bozan keskin bir seramoninin ...
Gülşah Gayret
Tekirdağ
,,,
5.0
100% (12)