KARACA
KARACA.
Bir gece,Kaf dağının ardından Bir Karaca inmiş usulca Yürüyüp rahında yaklaşmış Bir güzelin göz pınarına. Aman demiş, Yüreğimi ağzımdan düşürmeyim Duyarlarda belki kalbimin sesini Acımaz vururlar beni, Ateşe atarlar yüreğimi. Sormazlar ki hiç, Sen neden düştün bu derde Su yok mu idi ki beldende Bunca yol aşıp geldin bu vadiye. Neylersin demiş sonra içinden Ölümde olsa sonunda Geçilmez ki yarin derdinden. Eğip başını suya Başlamış içmeye kana kana Gitmekmiş sonra niyeti, geldiği gibi usulca. Nereden bilsin ki zavallı Karaca Bulutların ardından çıkınca mahın Şavkını hançer gibi saplayacağını suya. Bir ah çekmiş, Düşürünce yüreğini ağzından Gayrı dayanamayıp acısından. Eyvah, Pınar sandığım meğer avcının gözleriymiş İçtiğim su değil,aşkın zehiriymiş. Duydular işte sesimi,gelip vuracaklar beni. Düştü avucumun içinden eyvah Kalbimin en saklı yeri. Gecenin en derin vaktinde, Ah eder,inlerde bir Karaca Duymaz mı hiç O nu avcı Çıkartıp oku sadağından Gezlemiş hemen bir çırpıda. El aman demiş Karaca Ey güzeller güzeli avcı Ben sana ne ettim ne eyledim Susamıştım sonsuzluğa Var dan yokluğumu dilendim Şu ağudan birkaç yudumda ben içmek istedim. Öyle ise demiş avcı; Ölmelisin. Hem canından korkup Hem de cânanı sevemezsin. Bu kadar değerli ise canın Sen cânana ne vereceksin. Peki demiş Karaca Öyle ise vur beni Ama gözlerime nişan alma ki Bu gözler didarı gördü Hem,yâri görmeden evvel de kördü. Beni sorarlarsa sana de ki; O hakikatte değil,surette öldü Çünkü O Ölmeden evvel cânanı gördü. Mustafa Kemal Serhatlı. |