ayı hilal alınmış gecede tırnaklarımla kazıdığım apansız düşün bir kadın olup canlanışıdır duvarın gölgelere su içirdiği vakit
daha dur yağmur damlalarını ilikleyerek toprağa resmen aşk yağdırdığında sokaklara çocuk ayağıyla bastığım şiirler her paragraf başında sevgili gelişine ceviz büyüklüğünde heceler kıracak
basit bir denklemle hayatı resimleme sanatı gece avluda ölümü teğet geçen yüzyılın çınar ağacı kökünden doğurduğu masallarla aklımı zapt edip devlerle basacak kül ve şarap kırmızısı göğsüme
birazdan ölürsem yani uykunun rüya astığım yerinde beni derinlerin yeşilimsi bir coğrafyasına göm ağustos böcekleri bir karıncanın yüküyle haziran ölüleri mektupları yazar içlerinden birinin gözlerinde toprak adı babam ...!
sanırım üşüdüm dışarıda açelya kucaklamış renksiz rüzgarın pencereyi tıklaması aklı yarım bir titreme ruhuma
caddelere sere serpe dağılmış asfalt gözlerimin zifir bakmalarıyla hep bir tekil huysuzluk açıyor damarlarımın ırmak yanı suya el vermiş ıslak ağzında
kahretsin haziran ölü sıcaklığıyla bu kentin çocukluğunu vuruyor denize dökülen derenin dişlerinde
karşısı İstanbul kalabalığı ve altımda buruşmuş yarısı kırık kaçak bir fay hattı
olursa diyorum bir tufan bir sel hani diyorum yine bir deprem ölürmü çocuklar ölürmüyüz biz içimden geçen bıçak sırtı düşlerim ters tepip girermi ciğerlerimin dumanlı ağrısına olursa diyorum yine betonların zemine göçü ağustos 17 ben Yalova Yalova yerin dibi...!
gecenin kirpiklerini bu kentin her mevsiminde yırtılan yalnızlıklarla ıslattığımı geriye düşmüş bütün sessizliklerim bilir bu şiir gibi dağınık olsada hayat dediğin her saklanışın bir hikayesiyle hayatı anlamaya değer
değmezlerin değersizliği def ettiğim bir unutulmuşluk olup silinip gider eski liman uykularındaki paslanmış gemi cesetlerinin isimlerinde
artık toparlamalıyım geceyi içinde haziran ve ölüleri kentin sokaklarına dayanmış etrafı üç büyük şehirle çevreli yalnızlık geçmiş zamançocukluğun yedi yaşında büyümüş adamlığı uzaklara dalgın sevgiliye dağ başı efkarı tüttüren kurşun ağırlığı resmiyet saklı cadde ismi tabelaları ve evlerin önüne düşen hanımeli eflatunu ve yeşil elma ekşisi tadında gülümseyiş
öyle ihtilal öyle rejim kaçağı mülteci susma kente uğrak zamanlara selamsız yabancı geçişler daha dur takvim yaprakları rakam rakam düşer her sabahın seyrine saatin beşinde ezan altısında mevsimlik işçi telaşı bariyerlere çarpa çarpa geçen ihtiyar suretli tarih ve içinde parçalara ayrılmış ömürlerin seyyahı
sanmaki eğik bir dala kurumuş hayalleri asıyorum dört bir yanıma düşen salkım söğüt köze değiyorum şimdi usul usul başlar güneşin konçertosu çıplak bir kentin giyinik kalabalığı uyanır
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
NOT DEFTERİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
NOT DEFTERİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
toprağa resmen aşk yağdırdığında sokaklara çocuk ayağıyla bastığım şiirler her paragraf başında sevgili gelişine ceviz büyüklüğünde heceler kıracak Siz bir ceviz ağacısınız sağlam kalem,
her sayfanızda gölgeseninde edebiyat adına serinlendiğimiz.Kalben tebriklerimle, müthiş ifadelerinize hayranlığımla...
Sabahın ilk şiirinde sizin anlamlı kaleminize rastlamak güzeldi..Sevgiyle kalınız...
Sevgili Bülent şiir dendi mi tek aklıma gelensin ve bir şeyler öğrendiğimsin her daim yorum bırakamasam da .Bu nasıl bir şiir yazmaktır dost kalem..her mısran ayrı bir ahenk kutlama ve selamlarımla .EMA
herşeyden önce onur veriyorsun..şiirlerim sizlerin aynı zamanda buraya astığım her şiir bizimdir..eğer yardımcı oluyorsa,işi yarıyorsa,şiir anlamını kazanıyorsa ne mutlu bana..yüreğine merhabayla..
herşeyden önce onur veriyorsun..şiirlerim sizlerin aynı zamanda buraya astığım her şiir bizimdir..eğer yardımcı oluyorsa,işi yarıyorsa,şiir anlamını kazanıyorsa ne mutlu bana..yüreğine merhabayla..
Çok kayıplar yaşadık yoldaş körfezde ama failler elini kolunu sallayarak geziyor ne yazıkki,kimisi doğa olayı dedi,kimisi HAARP teknolojisi dedi,bende insanımın hayatının sudan ucuz olduğunu söylüyorum,tebrikler dost saygılarımla...........
girermi ciğerlerimin dumanlı ağrısına olursa diyorum yine betonların zemine göçü ağustos 17 ben Yalova Yalova yerin dibi...!
Bu nasıl bir yetenek ne kadar güzel dizeler ve unutmadık Yalova depremini benim kızımda ordaydı o zaman ve ben geldim oraya gerekeni yapıp döndüm ama bu şiir aşkı farklı bu sendeki kalem harika öylece bakıp kalıyorum okurken nerden geliyor bu yetenek kutlarım alkışlıyorum aslan bulent seni bakıp kalıyorum öylece
sokaklara çocuk ayağıyla bastığım şiirler
her paragraf başında
sevgili gelişine
ceviz büyüklüğünde
heceler kıracak
Siz bir ceviz ağacısınız sağlam kalem,
her sayfanızda gölgeseninde edebiyat adına serinlendiğimiz.Kalben tebriklerimle, müthiş ifadelerinize hayranlığımla...
Sabahın ilk şiirinde sizin anlamlı kaleminize rastlamak güzeldi..Sevgiyle kalınız...