Ah be zaman...
Ah be zaman…
Kahpe zaman… Acıları yok ederken Yenilerini yüreğimize eken zaman… Bir ihtiyara rastladım bugün Parkta bir bank bulmuş dinleniyordu; Dalgın dalgın etrafına bakarken Ara sıra yerdeki gölgesini itekliyordu Elinde tuttuğu yaşlanmış bastonu ile… Uzun uzun seyrettim kendisini Karşısındaki bankta oturarak… Eşeleyip duruyordu kendince Yerde yatan siyah gölgesinin kenarından… Dayanamadım ve gittim yanına Boş yerine oturdum bankın - Kolay gelsin amca dedim - Bir şey mi arıyorsun yerdeki siyahlığın kenarlarından?... Feri kaçmış gözlerinin ucuyla bana baktı Eğrilmiş beli nedeniyle aşağıya düşmüş başını Sağ tarafa hafif döndürüp… - Ah be torun dedi - Epey zamandır bir ses geliyor sağırlaşmış kulaklarıma - Arkadaşlarımın sesi sanıyorum; eskilerden kalan - Buradan geliyor işte; şu siyahlığın ardından - Aralamaya çalışıyorum kenarını siyahlıkların - Belki çıkar gelirler; gülerek bakar bana arkadaşlarım… - Gölgeler kaldı; güneşin bize hediyesi - Sırtımız ısınırken geçmişi yâd ettimiz gölgeler… Belli belirsiz bir ıslaklık oturdu gözpınarına amcanın Belli ki burnunun direğinde de bir sızı Ah bir yakalayabilse Ah bir eline geçirebilse ne yapacağını biliyordu Zaman denilen hırsızı… Metin Kaya İLHAN Faroz TRABZON |
zaman neler götürüyor bizden tebriğimle üstat saygım yazan kaleme ustaca bir şiir