Rüzgar ve hüzünlerim...
Rüzgar...
Beyhude yorma kendini; bana değerken Kasarama dokunan esintilerini yorma Kokular getirmediysen bana uzaklardan Yorgun ruhuma hayat kokusu sunmayacaksan Beyhude yorma kendini; bana değerken... Ilık bir dokunuşu getir sevdiğimin gözbebeklerinden Minik bir buse ile yak benliğimi Hadi; getir bana güvertende sevdiğimi Öldür; öldürebildiğin kadar kimsesizliğimi Yorgun yelkenli misali bekliyorum yalnız başıma İskarça içinde bir ben miyim üzgün bekleyen? Bir ben miyim su içinde kupkuru olan? Ne yelkenliler komut alıp kayboldu ufukta Bir ben miyim "vira bismillah" denilmeyi bekleyen? Rüzgar... Beyhude yorma kendini; bana değerken Palamarlar eskidi artık; güç kalmadı yüreğinde Hangi iskeleye atsam çımalarımı; babalar kayıp Karinam yosun bağlamış; ağlamalarda Gözyaşlarımı görmez kimse; anlamaz kimse ağlamalarımı Yakamozlar gelir gözyaşlarımın yanına Ay çıkınca karanlığın içinden; parıldaşır yaşlarım Derin muhabbetlere dalar giderler yakamozlarla Rüzgar... Beyhude yorma kendini; bana değerken Yelken kumaşım pörsümüş; yırtık ve bitkin Boş heveslere kurban gitmiş güvertemdeki hayaller Yunus balıkları bile bana ağlıyorken Beyhude yorma kendini be rüzgar Var git başka teknelere hayat götür artık Görüyorsun işte Omurgası eğrilmiş bir tekneyim Yelkenleri bile yırtık... Metin Kaya İLHAN Faroz TRABZON İskarça: Bir liman veya koy içindeki kalabalık tekne grubu... |