BİR İKİNDİ VAKTİ
bir ikindi vakti
sıkılmışken şehrin ağırlığından ezan sesiyle irkildi ruhum kendine çekerken ulucami heykel arkamdan bakıyordu caddeler sustu adım adım yaklaşırken huzura zerreden kainat yeniliyordu kendini soğuk suyun her dokunuşuyla yıkılıyordu kisranın sütunları kuruyordu seva gölü sönüyordu içimdeki mecusi ateşi ihtişamıyla burağımın hayali bir mirac yedi yürüyüşüm bin yıllık küfüre meydan okuyordu açılırken perdeler melekler tarihi kapıda tebessüm yüzlerinde buyur ederken saflara inşirah bulmuş her çehre madde ve ruh buluşmuşken mekanda sutunlar kıyamda minber rukuda insanlar secdede ortada havuz mevlevi gibi dönerken dizilmiş tesbih gibi çeşmeleri her gözden ilahi zikirin şırıltıları dua dua yalvarırken kubbeler nisan yağmurları gibi akıyordu rahmet hazineleri ve birden... kapandı perdeler düştük dünyanın kucağına mana madde oldu gözümde direk, kubbe, mimber ve ceşme cesed ki taş yığını baktıkça Rabbin kelamına davete açık her vakit ayrılırken ulucamiden anlaştık.... bir ikindi vakti |