Ekmek kokusu
eski bir avlu
yerler ıslak ve kurak duvara yaslanmış kız çocuğu ablasından kalan elbise kirler yüzünün süsü ağzında beş kuruşluk sakız bakışlarında donuyor dünya hüzünlü ve utangaç karışık saçlarına tarak gelmekle gitmek arası hep acı hep acı ...... sabrı attı köşeli her köşede sobeli -yeter artık abla acıktım sağa sola bakışlar boşluk ve yokluk -babam ekmek getirecek -babam çalışmıyor ki nasıl olacak -sabret kardeşim sabret .... -.... bir ayağında lastik öteki toprakla ikiz yürüdükçe sızlanıyor -acıktım abla -tamam kardeşim az kaldı -neye az kaldı -yemeğe ........... ufacık bedenine büyük bir demir yığını tokmak ki balyoz güç takat yerle bir -bu soğuk demire nasıl çıkılır - ben eğileceğim sen bas sırtıma . ........ Küçük bedenini yuttu dünya Kocaman çöplük rüya tahta kapının gıcırtısı -kalk yavrum ben geldim taze ekmeğin kokusu bozuldu büyüIü uykusu -sana sıcak ekmek aldım |