Dua Gülümsün Şulenar.Hayrettin Taylan -Ey Rabbim! Ey beni yoktan var eden on sekiz bin alemin yaratan her şeyin sahibi Yüce Allah’ım!.. *Sen çağırdın bu gönül dergahına, sen bu sevgiyi yaydın gönlüme.Sen onunla olan sevdamı büyüttün.Sen yazdın bu kaderi, sen istedin, sen en büyük dersim olarak onu karşıma çıkardın. -Davetine uydum ,sevdim.Çok sevdim, onun sevgisiyle senin sevginin yüceliğini hissettim , yaşadım.Sinemde kalabalık yarınlar, yar. Mutluluk benimle tanımlandı.Onu sevdikçe huzur yaşadım. Şimdi saadetler içindeyim… Şimdi huzurun en son basamağındayım. Şimdi onun gözlerinde yeşeren yemyeşil ormanların sevi aslanıyım.Şimdi kükredim,onu sevdiğime dair. -Gözlerimde billur gibi yaşlar damlıyor.Ey Yüce Allah’ım ağlıyorum.Bu damlaların da sahibi sensin. Bu damlalar mı yazgım, bu yazılmamış sevda mı? Bir hüzne renk, bir renge hüzün, bir ana kara baht gibiyim. -Ey Allahım! Kalbimdeki süveydayı da hüzün renginde.Her şey siyah, onun gözleri dışında her şey siyah.Göremediğim gözler de siyahtır.Onun gözlerine bakmıyorsam her yer, her şey siyah. Bana siyahı verdin.Bu rengi de sevdim.Senden gelen haktır.Senden gelen huzurdur.Senden gelen şifadır.Bu rengin dersindeyim, bu rengin gizemli deneğiyim. Sabrın , huzurun, sana sığınışın rengi bembeyaz.Benim siyahım bembeyazın evidir Allah’ım… Ve üstelik kalbimin zerresi, çekirdeği de siyah.Dedim ya bu rengin meftunluğunda beyazların beyliği serili. Ben bu karanın beyiyim. -Küfre götürmeyen her renk beyazdır. Bu aşk, beni küfre götürmedi.Uslanmaz, ıslanmaz , paslanmaz, yıkılmaz, bitmez, anlatılmaz, yazılmaz, imkansız olan bir sevdanın hem devleti, hem padişahıydım. En sevdiğim zamanlarda onu yar edip sonra aldın.Bu yürek devletin yine senin dedin bu sefer viran,bu sefer siyah, bu sefer nemli gözlerinle yalnızlığın yurdu. -Gönül bir Kabe gibidir bilen için.Ben tavfa gelmedim.Burası Beytullah’ın değil;ama arınmanın, sevmenin, durulanmanın, en yüce sevgiyi tavafın yeridir. -Ben sevmenin şifresinde çözdüm gerçeği.Sığınışım daha çok arttı.Daha çok içsellerimle yüzdüm sonsuz deryana.Kendime gittim, kendimi buldum, kendimi bildim bu ağır sevdayla. -Rabbim! Her şeye şükrederim… Şükrün Şükrü’sü ,razılığın Rıza’sı..Hikmet’in Hikmet’i, Arifliğin Arif’i ve memnunluğun membasıyım. -Rahman Allah’ım! Rahim Allah’ım! Kadir Allah’ım Razılığın payı, rızalığın paydası, şükrün işlemi, sabrın sonsuz şifasındayım.Memnunum bu halimden.Bir sevda ile bin derse serilmiş dualar avucundayım. Yine ellerim açık, yine dilim açık, yine kalbim açık, yine birikmişlerimle, hayalimle, ruhumla, her şeyimle sendeyim. *Hayat kısa ve kıssalardan örülü.Allah’ım bu sevda kıssamı bir sen biliyorsun, bir de ben biliyorum.Ellerim açık kalacak, sen istedin, ben sevdim.Bu gönlü sen onun sevgisiyle doldurdun. Ellerim açık, gönlüm açık, sevdam açık yine onu diliyorum Allah’ım.Onu dilerken bak yine gözlerim nemlendi, bak yine damlalar vicdanıma kadar indi. -Allahım!.. Bana sevdirdiğin kızın gözleri gibi sonsuz bir ormandayım. Her bakışı bir ağaç, her gözleri nemlenişi yağmur. İçimde onun buhuru , yüzümde onun damlaları.Yürüyorum onsuz ,yemyeşil bir ormanda.Ürkek ceylanlar gibi etrafımı seren periler, ruhumu ısıran güzel haşereler, çevremi saran nefsi ahular. Her şey onsuzluğum kapatmaya hazır; ama ben yüreğim dolu. Bir zerre boşluk yok. Onun hoşluğuyla dolu dünyam.Başka hoşluk hoşnut kalmıyor.Başkasına bir gramlık yerim yok.Bu sığınışın sonundayım. Sonuma kadar gelmiş bir kaderin ederiyim.Kederimle kaderim arasında yüzlerce yüz ..Ben kimim Allah’ım…Bu derdi kaldırabilecek sabrı veren sensin.Bu kalp dayanır mı ki onsuzluğa. -Yüreği alev, ismi de alevdir.Öyle bir aleve düştüm ki dünyanın en büyük alevi. Rabbim ben İbrahim değilim ki bu aleve direneyim. Benim öyle İsmaili bir yüreğim yok ki? Bu modern çağın kirliliğiyle kirlenmiş, nefsine yenik , doğrulunu bilen, yaşamaya çalışan aciz bir kulum. Peygamber sabrı verdin Allah’ım.Bu sevda karşısında Yakup gibi Eyyup gibi sabra hikemi olup mistik menkıbelerinde sustum. -Bu aşk senin kutlu katında bir kat.Bu kat benim, bu katın bütün zerrelerinde varım.Onun imkansızlık sınırındaki son harfte tanıdım. Onun alfabesiyle yazdım, yazıldım, yenildim sevmeye. - Allahım!.. Bu Hastalık mıdır ki? Onu bu kadar sevmek hastalık mıdır? İnsan sevmeye, güzel duyguları yaşamaya, kulluğunu doğru yaşamaya gelmedi mi? -Her şey çift değil midir? Tek olan, bir olan, hak olan bütün elifleri barındıran sensin Allah’ım… Tevbeler olsun Rabbim... Ben senden gelene sonsuz kere razıyım .Rızam bu kadar.Bir sabrın sonuna kadar geldim. Yine ellerim açık, yine gözlerim nemli, yine dileklerimde o…Allah’ım kavuşmak neden bu kadar zor? *Vuslatın dilsiz destanıyım. Özlemin sözsüz romanıyım. Anlatılmazlığın anlam derinliği. Şiirin imgesi, yazmanın sınırsız sözcükleri ve diyemediklerimin deyişlerindeyim. -Sitem değil benimkisi, belki onsuzluğa dayanamazlık.Belki tahammülün tahayyüllerinde suskun bir an gibiyim. Bunu hadsizlik olarak görme Allah’ım.Onu çok özlüyorum.Bu da benim naçarlığım.Bu da benim zayıflarımın artığı hissi karnem. -Bu da benim sınavım. -Allahım! Duaların kabul makamındayım… Ellerim açık, gönül gözüm açık, ruhum açık, sevdam açık. Yine gözlerim nemli, yine damlaların romanı.Yine tek başına bir filmin sonundayım.Yine sahne ıslak, yine hasret kavruk, yine yokluğun direncimi kırdığı anlardayım. -Dile kulum vereyim diyorsun Rabbim! İşte diliyorum, işte istiyorum onu… -Sen Ganîsin ,Kadirsin,Rahimsin, Adilsin, Rezzaktır. Ben garip , naçar, sevdalı bir kul. Sen Kerimsin , bense onun yolunda Kerem. Onu aslım kadar , sevdim.Neslim için, nefsim için , kalabalıklaşan yalnızlığım için en çok da onu için senden istedim. -Bana lütfümle, kereminle ikram et Allah’ım. Senin Kerimliğinin mizanındayım.Sol yanım ağır, sol yanım yetim.Betimlenmez bir haldeyim.Teşbihler yetmiyor.Tenasüpler arasında onunla yakın anlamlardayım.Nidalarım yetmiyor iç çığlıklarıma. Telmihlerin seyrindeyim. Leyla o, Şirin o, Aslı o, Zin o… Onun hüsnünde birikir Hüsnü Talilliğim.Onun yüreğinde artar tekrirlerim. Yine sevdiğim , yine sevdiğim, yine sevdiğim… Aşkımı öyle artır ki deliler akla geldi.Akıllar delilik ziyanında yaktı ışıkları.Ben bir zerreyim bu aşka, derya olan sensin Allah’ım… Yangınımdan bir parçacık şule.Külleriyle oyaladı. Oyalanmış bir aşkın nizamındayım. Hasretimde birikmiş yarınlara adına, onunla bütün adılları yaşamayı diledim. Yalnızlığımdan bir zerre kadar benimle olsun.Onun sayesinde açıldı olgunluk ,mülayimlik, sabır, sayfam.Onunla beyaz sayfalarda yazıldım aşka. Belalardan esirge…Bir başka nefsin kollarından uzak tut. Bir katre kadar kaderi olsun yanımda. Ben’lerim ona bulandı.Bir benlik yurdunda yürüdüm ona tüm kişiliğimle. Gözyaşımdan gözler, içli sözler, arınmalar, terbiyeler derledim. Elemimin ezczasında onunla iyileştim.Gittikçe alıştım her şeye, her derde, her devanın sonu gibi huzur yakın bir yerdeyim.O bir yar ötesi, ben sonrası özel bir yerde… Allah’ım gönül kırıklığımdan arındır.Onu imkansızlığın son harfinden mümkünlüğün ilk harfine taşı … Bu kadar tahammülsüz, anlayışsız, amaçlarına payda olan kulların arasında berrak bir zerreyim.Onun gönlünde olmak istedim.Onu istedim.Onun gülümsemesi huzurun merkezi. Onun gülücüklerine daha yakın, tebessümlerine daha yakın, ömrüne daha yakın, benli zamanlara daha zamanlı anlar yaşat Allah’ım.. Bu sevda hikâyatımın sonuna ekle bizi Allah’ım. Merhametine geldim.Aziz olan sensin.El’aziz olan benim Allah’ım. Bu kulun aşk şulesini oyaladın gönlüne bunu çok görme Allah’ım…Onu ömrümün en güzel yıllarına, onu ömrümün en güzel yollarına, onu huzurun en güzel yüzüne yaz Allah’ım. |
ama ''yazı'' bölümüne assaydınız keşke
yüreğinize selam/et