Kömür Karaydı Gözleri
Kömür karaydı gözleri
En güzel kömür kara Dünyaya açıldığında Işık hep kamaştırdı gözlerini... Emekledi yürüdü Serpildi büyüdü Sonra ekmek derdine düştü Kömür karaydı gözleri Kaderi kömür kara Ekmek aslanın karnındaydı Aslanın karnı kara Daldı dehlizlere Vurdu kazmasını Bir lokma ekmek uğruna Elleri kömür kara Yüzü kömür kara Ekmeği en helalinden kömür kara Kömür karaydı gözleri Bakışı kömür kara Vardiyası karanlıktı Çıktığında yeryüzü karanlık Yeryüzü mat Gökyüzü boğuk Tıpkı baret ışıkları gibi Işıldardı yıldızlar sadece Ve gülümserdi ona ay Soğuk soğuk Kömür karaydı gözleri Bir gün çıkamadı Göremedi kömür kara gökyüzünü Göremedi yıldızları Bakamadı soğuk aya Daldı bir uykuya Açamadı kömür kara gözlerini Açamadı bir daha karanlığa Kömür karaydı gözleri Soma gibi kömür kara Şimdi ruhunun vardığı yer aydınlıktı Gözleri artık kamaşmıyordu ışıktan Aydınlatıyordu kömür kara çehresi karanlıkları Baretlerden yıldızlar takıyordu alnına Eşinin, oğlunun, kızının Öpüyordu kömür karası dudaklarıyla Anasının babasının ellerinden Kömür karaydı gözleri Bahtı gibi kömür kara Anlamadı onu ve geride bıraktıklarını Ne emekçi geçinenler Ne vurdumduymazlar Ne de umut simsarları Akbabalar kargalarla çarpışırken Sardı o kanayan yarasına Beklediği Yasinleri, Fatihaları |