FUKARADIR KOÇUMUZ
Ekmeğini kazarken şu toprağın bağrında,
Bitmez dersin gecemiz, madenle emekçimiz, İmkansızlıklar düşman imdat diye çağrında, Üçyüzbir can göçümüz, buram buram içimiz. Her gün dönüp doğaya son kezmiş gibi bakıp, Eşine, dostlarına gizli bir yaş bırakıp, Umuduna mum yakıp, yerin altına akıp, Gider böyle nicemiz, buram buram içimiz. Öylesine bir yangın yeridir ki burası, Tıka basa dolmuşuz çıkmaz kömür karası, Dayanılmazdır yası, öyle acı yarası, Sardı bizi acımız, buram buram içimiz. Bulutlar bile yasla yükseldiler semaya, Yoğun hüzün yüküyle varmışlardı Soma’ya, Rahmetle yaş döktüler koyulup ağlamaya, Yerde gökte ucumuz, buram buram içimiz, Böyle zor bir emeğin karşılığı ne ayda? Güven, adalet var mı yer altındaki payda? İhtiras insanlığı alır mı burda kayda? Kim der ki var suçumuz, buram buram içimiz. Bu alem zenginin ya, fakirler de kiracı, Düşkünlük, zenginliğin tam bir kazanç aracı, Layık görülmeyen hak elbet fırsat haracı, Ama yetmez gücümüz, buram buram içimiz. Gün mü görür o işçi, beton bağlar ciğeri, Malullüktür değeri, o da ölüm eğeri, Giden kimin neyine, zaten bekler diğeri, Ocaklar baş tacımız, buram buram içimiz. İşte bu sektördeki çalışanın önemi, O en güzel çağında olur hasat dönemi, Karşılığını görse kavurmazdı sinemi, Fukaradır koçumuz, buram buram içimiz. |
Gönlünüze sağlık.
.................................. Saygı ve Selamlar...