IŞIĞA UYANAN ADAMLAR!
İnsanoğlu bilirdi, geceleri uyunurdu.
Güneş çekildi mi mor dağların ardına, Karanlık çöktüğünde göründü mü ateş böcekleri, Sabun kokan yastıklarda gözler yumulurdu. Haklıydılar… Oraya güneş doğmazdı ki! Uyudular… 284 adam karanlığa uyansalar da, ışığa uyudular. Uyurken de hep toprak koktular. Kömür sadece bir evi ısıtmalıydı... Bir yuvaya yangın, binlerce yüreğe kor olmamalıydı. Bir köy ekmeğini üzerindeki tereyağını eritecek kadar kızartmalıydı. Ama ekmek parası uğruna köyünden göçeni yakmamalıydı. Kara adamlar! Alınları ak, bahtları kara adamlar. Gözleri siyah beyaz, takımları siyah-beyaz, Kefenleri bembeyaz , kara talihli adamlar! Mezara girmek için, toprağın 2000 m altında, Çıkarılmayı bekleyen ceset adamlar! Kömür gözlü, mangal yürekli , Karanlık tüneller ardındaki ışık adamlar! Nasırlı elleri öpülesi şehit adamlar. Üşümesin diye kundakta bebe yanan, Kimi eş, kimi baba, kimi evlat, kimi kardeş adamlar! Yağmur inmez oraya, bahar hiç uğramaz. Gün doğsun diye toprağı ne kadar eşsek az. Kalkın! Ne olur uyanın ! Karanlıktan korkan evlatlarınıza masal anlatın. Memleketteki ocağa düşen koru söndürün. Nafile bekler zevceler, evlatlar olanlardan bihaber. Utanıyoruz, salâh sesleri yükselirken göğe, Kalkın ne olur uyanın, ”amin” demeye Acı tonlu bir renk tünemiş gecenin kasvetinde Uyanın da aydınlatın başınızdaki fener ile. Devlet malıydı kirlenmesindi sedye, Oysa ne de şanlı duruyordu o leke. O kurtuldu ya; Mahmut çıksındı evliydi. Oysa 284 beden, her biri ayrı hikayeydi. Offff unutamıyorum. Allahım, yardım et! Botun içinde kara bir çorap, çorapta yırtık Yerin üstünde bizler, sizleri nasıl unuttuk. Peki neydi size kendinizi bir sedyeden değersiz hissettiren? Karanız yüz karamız, karanız yürek yaramızdır… 14.05.2014 ÖZGE CAN KURU-SOMADA ŞEHİT OLAN MADENCİLER ANISINA... |
Kaleminize ve gönlünüze sağlık...
………….………………. Saygı ve Selamlar…