Ölmek ne demek? Biliyorum...
Sensizliğin ağırlığında ezilmekte ruhum,
Göz yaşlarım yarışta, yanaklarımda süzülmekte boncuk boncuk, Uykularım firarda, kayıplarda, Acılarım tarifsiz, kıvranmakta yüreğim sensizlikte. Susuyorum haykırırcasına, Anlamıyor kimse, bakıyorlar sadece yüzüme, Gülüyorum, geçiyorum, Kimse bilmiyor gece olunca çektiklerimi. Kurşuna dizdim dün gece hayallerimi, Dar ağacına astım umutlarımı, Zehirledim rüyalarımı, Öldürmeye çalıştım kendimi, Olmadı... Ve anladım ki sevdiğim, Ölüm sadece toprağın üstüne atılması değilmiş, Bir kaç litre ile suladıkları mezarın altı değilmiş, Sevenlerimin dualarıyla uğurlanmak değilmiş, Anladım, öğrettin. Her gün yeter artık diye haykırmak susarak, Duvarları yumruklamak, bir gün önceki yaralarına aldırmadan elinin, Ağlamaktan kan gelmesi, o çok sevdiğin gözlerimden, Radyoda çalan o çok sevdiğin şarkıyı duymak, O çok sevdiğin çiçeklerin açması mevsiminde ya da görmek bir çiçekçide, Yolda gördüğün bir kızı sana benzetmek, Üstüne o kızın senle aynı parfümü kullanması, Sonra o kızın sen olmadığını anlamak, kolundan tutup çevirdiğimde... Gece herkes uyuduğunda gökyüzüne bakarken bir yıldızın kaydığını görmek, O yıldızı sen sanmak, Senin üşüdüğünü bilip, en sıcak havada üşümek... Ve şiirlerde saçmalamak, Anlamsız, devrik, darma duman olmuş cümleler kurmak. Tedavi görmek, beyaz gömlek giydirilmek, Yatmak günlerce bembeyaz duvarlı bir hastahane odasında, İnsanların sana acıyarak bakması... En acısı ve aslında yaşamadığımı hissettiren ise ne biliyor musun? Senin ne sesini duyabiliyorum, Ne yanında olabiliyorum, Ne elini tutabiliyorum... İşte bu aklıma her geldiğinde, Ölüyorum, ve ben seni çok özlüyorum... Ömer ERASLAN 10.05.2014 00:53 |