Karanfil ve Kelebek...
Bir kaç satır karaldım sadece
Emin ol en güzel mevsimindesin aşkın Gök kırılır camlarına bulut düşer de Sana uzanan bir nimettir sevda yeli Kırk buz kütlesi beynimde Beni alır gider yağmurlar Iraksız bir yelden gelir Çambudiwip diyarın melal bakışları Aydından esaslı bir kozalak kovalar Kimyamı öper bir kaç damla kadın suyu İklime düşünce anlarsın Zarardan doğan kimliksiz çocukları gece yıldızdan arınıktır çünkü gece bilmemektedir sevgiyi değeri gece tırmalamaktadır kaypak heceleri sen şiir dersin bana terstir bilmece Okyanusdan kokar kezzap Tuzdan medet umar insan Keyfine yoktur balıkların Bir şişe içinde ölür giderler Beyaz bir mintan içinde inciler Deryalarda ömür bilerken Bir dalgakıran gelir yüzünü öper Amansız zincirlerdeki küf tanesini Zakkuma pişman olanı mı istersin Pişmanlıktan öpülesi dudakları mı Karanfile ter banıp Girersin en harem yerlerine Çetrefilli bir fahişenin Sonrası mı Sonu var mı kiraz sularının Kibrit alevinden doğar Kırmızı bir yordamanın şarkısı Kelebekleri sev mesela onlar için öl Çünkü onlar az bulunur hayatında Gelip geçiçi olan sensin Üç günlük dediğin ömürlerinde Belki en âdî serüven sensin Kırdığın gönlü tamir etme kalsın Kırdığın için şanslısın aslında Kim bilir ne büyük hata edecekti Ömrünü seninle doldurmakla Söylenceler bitmez şiirin kafiyesinde Gider durur hayatın bilmecesinde Biraz uyku rıhtımına duman üfle Biraz mor menekşeyle gülmeyi dene Kırılan bir ay parçasına Sana bakan gül goncasına Öyle bülbül gibi şakı demiyorum Bir lafz eylesen yeter: Umudum... Bir güneşle ceylan derisi kuşanan Ve beneklerinde kar kuruntusu gölgeleri Çizgilerinde esirgediğin gelincikleri Barındıran o eşsiz tanrıçaya Kadın deme mesela Kelebeğim de... Ve kelebeği karanfilden ayır Birisi ateş diğeri mavidir Birisi anlık tebessüm Diğeri ömür boyu özgürlüktür... |