sahile vurmuş balıklar
Kütüphanede gördüm onu
sıcaktan çıldırmış gibiydi yaz günü deniz yerine kütüphanede olduğu için gözleri öfkeli ve beyaz bacakları dondurma misali eriyorlardı. “İnanmıyorum! Burası nasıl bir yer? Nazım’ın şiirlerini arıyorum, bulamıyorum!” “Yanlış yere bakıyorsun, R harfine bakman gerekiyor,” dedim. “Ne alaka?” dedi büzük dudağıyla, “H harfinde olmalı, soyadı Hikmet, Hıh.” Kancık, Nazım’ın “Ran” soyadından habersizdi. Ancak bacakları bu kusurunu örtüyordu. Ona kitabı bulması için yardım ettim. Kuru bir teşekkür çıktı ağzından. Ve bilgiç adımlar üzerinde uzaklaştırdı kendini. Şimdi kafede oturuyorum Gorki, ve Yorgo Seferis var yanımda. Düş yok alnımda karşımdaysa bir tatar kızı mavi elbise örtülü beyaz yerleri. Yan tarafımda akademisyen kadın sakin, otoriter görünüyor. Buradayız, kafede birkaç kişi cehennem yangınından kurtarılacaklar listesinde değiliz ama yine de uzak duruyor birbirimizden sakınıyoruz kendimizi cehennem düşüncesinin bizi yaklaştırması gerekmiyor mu? Ve az önce bu şiiri yazarken tuhaf bir şey oldu. İki dize önce yazdıklarım gözlerimin önünde silindi ve ben tuşlara dokunmuyordum. En büyük korkun nedir, diye sormuştu bir dostum. “İhtiyacımız olan et için kesilen, yaşadığının farkında olmayan çeşit çeşit hayvanları düşün,” dedim, “Ya bizler de daha kutsal ve ulvi bir gücün ihtiyacı için bu dünyada üretiliyorsak? Ruhani bir besin kaynağı olabilir miyiz? İşte bu düşünce beni korkutuyor. Besin olduğunun farkında olmayan bir besin olmak, Tanrım…” Böyle söyledim, bir daha sormaz sanırım. Kan akıyor parmaklarımın ağından lağımı tıkalı şehirde, kanal içinde boğuluyor çocuklar aşkı bedene sığdıran ve sarhoşluğu mey sanan ne anlar halden. Alkol, kalbi harlıyor. O ateş kim için yanıyor, diye sormadan ateşi söndürmeye çalışıyorlar. Kadınlar tarafından sıvazlanmış, sivrelmişim yaz akşamında kapı önü kediler sessiz yatıyor ve izliyorlar. Güneşe inat devam diyoruz peşi sıra kaybetmiş olmamız önemli değil son nefese kadar devam. Kaplanın pençe izi gibi tırnak izleri sırtımda kadının diş izi boynumda izmaritini kolumda söndürmüş kadın nesli tarafından işkence görmüş erkek kalbin ritmik sikişi. İşte orada, adını bilmediğim tatar kız mavi elbise örtüyor beyaz yerlerini. Biz burada otururken sahile vurmuş balıklar çırpınıyor balıklar ıslak balıklar kaygan. |