Zor Uyutulmuş Bir Sevda
gök yoktu zaten...yer de bitti...şehrimi elimden aldı üç
boyutlu duygular...hurma ağaçları yandı ipek yolunda bezirganların...üç vakte çıkardı kelebek ömürlerini Olimposlu tanrılar... yastığım buğuluydu, terim gri boncuk hayalhanemde ürkütülmüş bir zaman bir masal serpintisi yalancı şakayıklar dilinde şakıyordu Tosca nın bir aryaya saklanmış, ikinci perdesi ve zor uyutulmuş bir sevda bir kilise zangoçuydu o anın düşü, kutsal şaraplar çalan tanrı evi bekçısı çan kulesinde , tünek ararken güvercin ayakları yağlı urganlara tırmanıyordu, Notre Dame katedralinin kambur sesi sağı,solunda iki gümüş şamdan buhur kokulu zehir şişesi deli keşişlerin göz uçlarında raksediyordu, Esmeraldanın elbisesi ve zor uyutulmuş bir sevda İkarus kanatlarındaydı , tersine döndürdüğüm dünyam şahmerdan ürküntüsünde, atına su verdiğim zaman ve başı vurulmuş sevdam otuz sekiz harfli alfabelerde, giyotin kesiği bir sevda cümlesi oz büyücülerinin tenhalarında, körelmiş duyguların bileycisi ve zor uyutulmuş bir sevda tapınılmış tapınaklarda, ayna tutulmuş Medusa taşlaşan lanetli bir sevda sekiz gözlü kara dulların, erkeğini yiyen şehvetinin hikayesi Olimposta iki tanrı ölüsü ayna sırında, kötü kalpli cadıların gülümsemesi ve zor uyutulmuş bir sevda antika bir saatin sarkacına tutunan, yağmur rengi tahayyül bir elinde mum,bir elinde kandil kırıyor gerdanını soluk resimler susuyor dil yoruluyor olur olmaz yerlerin esintisi, güne dönerken zaman raksediyor sedefsiz duyguların incisi döne döne semahlanıyor, hayalhanelerin masal serpintisi gördün mü Z... sen yoksun bu şiirde... suadiyeikibinondörtnisan Demir Mutlugil |