Sükût
Herkes yalılarda, villalarda yaşamak ister ya
Ben rutubetli bir evde şiir yazarak yaşlanmalıyım Gündüz araba kornaları, gece serseri nâraları duymalıyım Kâbus dolu bir gecede kan ter içinde uyanmalıyım İleri sarılmış bir hayatın duraklama devrindeyim Baksan üç asır daha yaşarım, sorsan yarın ölecek gibiyim Yine de kuşlarla muhabbeti kesmem, güvercinlerle konuşurum Kimse yokken çıkarım sokağa, karanlıkta kaldırımlarla buluşurum Neyse ki benim vefâlı yağmurlarım var, kaldırımlar yalnız Yalnız sokak lambaları aydınlatmalı sûretimi apansız Baktığında sadece siyah paltomu seçebilmeli Neslihan Abla Ayak seslerimi duyup meraktan tül perdesini araladığında Hissetmeli ruhumu sızlatan memnû çilemi Âcizliğimi görüp gençliğime verir serkeşliğimi Ben sana verdiğim gençliğimden yoksun başıboş yürürüm Bir köşebaşından çıkacaksın diye beyhûde düşünürüm Yazık ki sen yoksun şimdi yeise dalarım bir nebze Her gece gibi bu gece de eli boş dönerim tahta kulübeme Sobamın çıtırtılarıyla sükûtun çığlıklarını dinler dururum Ay’ın savcılığında geceleri yargılar, Gün sana doğacakken uyurum.. Lütfi Karabıyık |