Bir imla bir insan.
Yapay bir kimlik taşımak için ölen,
öldüren, hayatı ortadan kaldırıp, bütün kenarları kemirmeye endeksli insan. Terasta çıplak halde sandalyede oturan, elindeki viski şişesinden sert yudumlar alırken, sokaktaki sesleri duvardaki saatle birleştiren ve cüssesini kalabalıktan ayırıp, parça parça seven parça parça gülen parça parça ağlayan lime lime ölen insan. Ağladıkça unuturum sanarak, hafızasında göz hizası arayan, aradıkça sıkılan, sıkıldıkça, kazan diplerinden tatlı niyetine yalnızlık sıyıran sıyırdıkça deliren delirdikçe doyan doydukça şımaran insan. Göbek bağı hiç hizamızda düşen, düştükçe panik yapan, panik yaptıkça dünyanın topuklarına sıktığı parfümden ayak izi aşıran, kötü yolların kalın kokularına duyarlı insan. içimizin dışında bir dışkı insan. insandı. |