katil ve bekçi
Floresan ışıklar altında,
hayata sakso çekmek gibi dün ve yarın, kopuk bir sevgili sanki bugünden. serseri bir sokakta şarap içiyor, dönen başını, kusan içime yaslıyorken. ringe çık ve kendi kulak zarını patlat demek geliyor içimden çünkü duydukların hoşuna gitmeyecek tıpkı sevdiklerinin bile aslında hoşuna gitmemesi gibi. seçtiğin her şeyden biraz başka olacak ve sen biraz başkası olacaksın kendi içinde. tribünler neredeyse boş ve hiç tezahürat sesi yok yollar ve meyhaneler boş sokakların eksik adımları şehirlerin esrik adamlarına çarpıyor. karanlık kimliği meçhul bir geceye doğarken katilimi arıyorum biraz sarhoş.. gören,bilen.duyan yok. katilimi saklıyorlar beyler bayanlar bazen onu içinizden birine benzetiyorum bazen hiç görmeyecekmişim gibi geliyor bazen yeni anlamlar doğurup kendi rahmimi bazen şehvetle şiirlerin gırtlağını kesiyorum. ölüyoruz işte beyler bayanlar ve ben ölüyorum. duyduğunuz her sesten daha detone gördüğünüz her renkten daha karanlık içtiğiniz her sudan daha soğuk bir yere gidiyorum. basit çıplak kusursuz. içimde umudun alçıya alınmış kırık bacağı kafamda morfin acılarıyla takılıp kalıyorum dünyanın bir köşesinde ve açılarıma ters düşen köşelere aldırmadan katilimizi arıyorum bazen onu içinizden birine benzetiyorum bazen belirsiz yüzü aynada ben oluyorum. |