hani demiştin ya bir gün,"bir kerelik de olsa sesine düşmek istiyorum "diye... şimdi ben de, son defa da olsa, "sesine düşmek istiyorum..."
sen bilmezsin karanlık gecelerde boşluğa doğrulttuğun namludan kaç kurşun yedim senden habersiz ciğerime bilmezsin gölgen diye her vurduğun benim canımdı bilmezsin ne çok ağladım sana, sensiz gecelerimde...
hani ap(b)tala malum olurmuş ya o misal hep hissettim darda olduğunu hep bildim zulde olduğunu hep gördüm karanlıklar içinde dimdik vakur duruşunu...
sen bilmezsin hatimler indirdim şiirlerine kırk ayrı mahlastan kırk ayrı çeviri yaptım eksik dilimle, eksik diline...
sen bilmezsin içim titredi her üşüdüğünde ve içimi deldi geçti bir ok her seferinde bildim ki yine yatağın toprak yorganın gökyüzü...
ve şimdi de içime doluyor yine sızın biliyorum gitmektesin ellerin kayıyor ellerimden d’ipsiz bir kuyuya doğru düşmektesin yalvarırım gitme ki ben kimseye yalvarmadım ömrümce ama sen gitme...
ama sen gitme bilirim sevmezsin, dinlemezsin de ama hani şarkı diyor ya "beni bulacaklar, beni vuracaklar" diye işte o misal sevdiğim sen gitme...
meğer şairlik acılardan geçmeden olmazmış hüznü imbiğinden akıtmayan kalemin mürekkebi kavi yazmazmış yaşamadan yazılmazmış öyle derin öyle derin derin bakılmazmış hele bir de gözyaşın damlamamışsa yazdıklarına o şiir demini almazmış acını, acımdan tanıyorum sevdiğim gitme...
bazen pamuğa fasulye ekip karanlıkta yeşertmek gibidir sevda ben senin sevdanı beyaz bir pamuğa ektim bu yüzdendir karanlıkta boy vermesi ve gözyaşımla suladım her gece bu yüzdendir ölmemesi...
bazen yanında yatan yabancıyken sana sürgündeki görmediğin bir yabancının sadece bir çift sözünde rehin bırakırsın sen yüreğini işte bu yüzden terketmemelisin kendini inadına yaşamalısın o nankör sırlı aynalarda...
sen yüzlerce kişide sadece bir kişinin sevdiğinin yüzünü, sözünü aramış olabilirsin oysa ben, yüzlerce kişinin yüzünü, sözünü bir tek sende yaşadım sen bir yola baş koymuşsun öyle veya böyle saygı duyarım oysa ben, binlerce kez yoluna başımı koyarım çünkü "insandır benim kabem" ben senin insan gibi insan olduğuna inandım işte bu yüzden sevgili gitme...
biz seninle hep saklambaç oynadık bazı bazı da körebe oynamaya heves saldık oysa hiç beraber uçurtma uçuramadık misketlerimizi tokuşturamadık mavi misket benim! - hayır benimmm diye, kavgaya tutuşamadık biz seninle yarım kaldık maviçocuk ne olur gitme...
bak yağmur yağıyor şehrime ve toprak kokusu seni getirdi yine elbet güneş de açacak sevdiğim ve sen döneceksin evine...
radyolara düşmeyecek eşgalin telsizlerde geçmeyecek adın ve manşetlerde boy göstermeyecek kimliksizliğin künyene kazılan bir enkaz değil talihsizliğin güneşle beraber sen de yine, yeniden doğ sevdiğim ama gitme gitme... gitme...!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sözlerin Boynumda Asılı Kefen... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sözlerin Boynumda Asılı Kefen... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
".../ biz seninle yarım kaldık mavi çocuk/.../" Merhaba SuyaAğıt... Dizelerinizde kalakaldım... Yarım kalmak, bütünlenememek... Acı veren duygular... Gittiğini bildiğin halde " Gitme..." diye seslenmek... Ah! O gidişler... Nasıl da alır götürür insanı, gidenin ardından... Fotoğraflar kalır geride, anılar... Bir de tutunduğumuz gökyüzü... Suya dönüşürken zaman... Emeğinize saygımla... Çok sevgi... Gülderen Canyurt
içim titredi yüreğime bir acı düştü ki sorma gitsin sevtabım... ve insan yanına hayranım işte bu yüzden böyle güzel seviyorsun... bu kadar masum bu kadar özel ve gitme diyebilecek kadar güzelsin sen ...
Mavi'm... Çok özel bir şiir bu... Farkındayım.. O yüzden iyice sindirip özümseyip geleceğim tekrar bu iç döküşüne; hak ettiği değeri verebilmek için...