bir sıkıntı kendini toparlıyor
göğsünün tam üzerine kondu
yine arsız bir gece ve bir baş ağrısı ki kendini yeniledi durdu üşengeç bir sabaha inat saat mı ? zıkkımın bilmem kaçıydı sonra kuytulardan iri yarı adamlar çıktı nereden geçtiyse artık ellerine bu hoyratlık ve bu baharları yazları boğazlama sevdası ardından bir çocuk altını ıslatır gözlerini kapar kapamaz uykuya bir gül bilmem kaç yerinden kırılır bir anne dudağını bilmem kaç kez kanattır bir baba son sigarasını da yakar bir köşeye fırlatıp boş paketi ve henüz on dördünde sırtına dağlara verir yeni yeni boy vermiş bir kız çocuğu- "uykuya kaldığı yer hala mı kayıp" ve ağız dolusu küfürler abin miydi, akraban mıydı düşmanı mıydı yoksa büsbütün bir ormanın zaferini kutluyordu az ötede bir zebani tuhaf bir kadın kılığında bunların hepsi uydurulmuş bir yalanda olabilirdi Tanrım ya da kendini bilmez bir şairin işgüzarlığı bir adam otuz altısından gün aldı bir gece yarısını daha devirmenin o buruk coşkusuyla |