ÇoksunŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Meleğimin önce kolu kırıldı, sonra köprücük kemiği çatladı.
Bir ananın yüreği çatladı, en narin yerinden bir de.. 6 yaşındaki kızıma ithafen..
Oykırımında kaybettim
Sesi büzüşesice öykülerimi Bileklerini kestiler düşlerimin yol ortasında Hiç bir ana yasal değildi Kanun hükmünde bir firarname idi doğuşum Peşkeş çekildim hayata Cehennemden de kovuldum Üç aşağı çık yukarı benim yaşlarımda idi celladım Dedemden yedi bin yıl evvel yediler binbir dillerimi Homojen bir kabilenin ayrık otu idi cesedim En baş çobanın çıbanı eşeledi derimi Kopan kanatlarımın yerinden yeşerdi Dal budak saldı uyumsuz yumrum Yumrularımla uyutuldum Ellerim dişlerken boynunu toprağın Sesimi gömdüm avaz avaz Tabiatın anası ağladı Babası zaten yok Bir de sen Yoksun Sen yoksun diye koptu kıyamet O incecik belinden Haydi şimdi gel de sabret Şimdi Kızıl bir ağıt kovalıyor beni düşlerimde Düşlerimde üşüyorum en çok Köprücük kemiğim çatlıyorken Beynimin çatısı sulara gömülüyor Rüyalarında öldüklerim acılarına diyet istiyor Gözlerim beyazlıyor en çok da yaşlanırken uluorta Saçlarımın feri kaçıyor dermansız dizlerimle Kurşun bir bana vuruluyor Bir sözlerime Alıngan bir kafakarışıklığı Karakola alınıyor Cevaplar sürekli soruları doğuruyor Yoksun Luğun mu yoksa bu bulanık şehla dünya Yoksa bakışların terkettiği bir gezegen kadar fazla mı yalnızlığım Ey kanatlarıma kanaatkar sevgili Yokluğunla Çoksun Ahirzamanmelegi Saat onsuzluğu kırıp geçiriyor |