dün olduğu gibi bugünde biz kalırız geriye
yel eser dallar eğilir bizim tarafa
savrulup gider yapraklar
gelip çatar haziran
tulumlar dövüşe dövüşe çekilince geri
umut dağlara çıkar
yamaçlarda fidanlar boyverir
sır vermez ibrahim ser verir
erken gelir savaşın baharı
gemerekten kızıldereye
kurulur darağaçları
ilmek ilmek ipten alamaz denizi
adalı mahir kalır silahıyla geriye
mevzi alır namlular kerpiç ev kalır
güneş kararır silah bırakacaklar kaçar siner
saplanır eylül göz göz ışık arar
boğar düşman tarakaları geceleri
teslim olmaz karanfillerin kızılı
ateşler açar direnişlerde
üşür maphus duvarları
aralıkta bedenler erir karlar erimez
cehennem ateşi yaktırır cellat
susar adanın bilge kayaları
tellal kulak döver duymazlar
kalemşörler kırılan kalemleri unutur
akıntıya yüzüp kaybolur tatlısu balıkları
dost kervanı geçip gider
canım feda kalır alevler içinde
zihnin tarih tepesine çıkmış kül kalır
bir hazirandan bir hazirana
bin bin yeniden doğmak için
ayak vurur meydanlarda
yumruk direr eğilmeden başı dik
çekilirken sokaklardan kalesine
milyonları bırakıp geriye kalır
karanlığı taşlarla döver umutlar
birdaha gülümser aydınlık şafaklar
barışacaklar barışır kaçacaklar kaçar
teslimolmayanlar direnenler kalır
umut kalır geriye
dün olduğu gibi bugünde biz kalırız geriye
Lev