Ey şaire…Hakikattir ki Saklı umutlarınız vardır Vaktine duçar olmak için sabra boyanır Akan gözyaşları içinde düştüğü burukluğu anlatır Her gece düşler yalnız bırakmaz, sessizlik ve nezaketle katlanır Ruhi haliniz Kalbinizden nükseden melaliniz Her kadar sırra meftun olsa da anlayanadır kederiniz Ne zaman hissiyatınız kabarsa ve hüzün başlasa zikredersiniz Siz farkında olmadan kelimeleriniz ipuçlarını verir, bilemezsiniz Siz ne kadar Gizemli kalmaya çalışsanız Maslahat gözetip hicranınızı kapatmaya muvaffak olsanız Sizi takip eden, izlerini süren hale nakşedenleriniz çıkmak ister Tıpkı gün yüzüne hasret umutlar ve ukdeleşen farkında lığınız gibi Bazen düşünüyorum Niçin bu kadar kendini kaptırıyor diye İçinizde dinmeyen fırtınalar her zaman size refakat ediyor Bu fırtınalardan kaçmak için mi, baskı altına almak için mi diyorum Ne kadar çok anılsanız ve alkışlansanız da kalbi feryatlar terek etmiyor Sizin için Yazmak, yanmak değil, iz bırakmaktır Belki de başarırsanız hoş bir seda olarak anılmak adınadır Yanmadan, nefsi ayaklar altına almadan nasıl mümkün olacaktır Lisanen zikir, iyilik, ihsan adına fikir, bilmem kalbinize şifa sunacak mıdır? Hatırlar mısınız? Dost acı söyler ve ben buna hazırım Çünkü onun muhabbet ve samimiyetinden şüphe etmem Muhakkak benim iyiliğim için dile getiriyor ve böyle olmasını umuyor Yoksa neden fayda etmeyecek ve dikkate alınmayacak işlerle iştigal etsin ki Çok düşünmüştüm Şayet bu meyanda anlaşılır mı sözlerim Bilmeden kırılmasına yol açar mıyım, hissiyatını kabartır mıyım? Yoksa gazaba getirip, “aman ağzı olan konuşuyor “ diyecek kadar nadan Olmanız ve benzer düşünceler içinde zehaba kapılmanız ne büyük talihsizlikti Sizinle artık Bir hukukum olduğunu düşünmem Tarafınızdan bir anlam bulur mu bilemiyorum Fakat ben, sizin kalbi ve ruhi manada hassasiyetinize inanarak Hissettiklerimi ve bir anlamda dile getirmeyi gerekli gördüm, karar sizindir Mustafa CİLASUN |