2
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1677
Okunma
zaman savurmuş iki tel kalmış ömrün masurasını
saçlarına kirli bir beyaz sürmüş yasınını ömrün
sen bir yabancı ben gerçeklerden korkan
zamansız solan ömrüm ise kül bahar
her akşam sisler öper şehrimin gök kubbesini
yalnızlığımın şehri kayıp giden yıllar
zamansız solan ömrüm ise kül bahar
küllerimden doğar mı yeniden kayıp yıllar
aslında düşen her bir saç telimden
ömrümün saatleri
avuçlarımdan ise kayıp giden yıllar
kül bahar
beni çalınan hayallerimin izleri mi takip ediyor yoksa
sona doğru giden ben miydim
kum saatinden hızlıca akan
adını unuttuğum o eski sevdada kalan düş kırıkları mıydı yoksa
uzaklaşan gölgelerin dansını seyre daldım
sensizliğin loş sokaklarında
sokak kedileri paylaştı sessizliğimi
fısıldadı siyami bir gece gibi yokluğunu
köşede bir çocuk sobeler bu günümü
bir avuç anı serper
senin geçtiğin sokak mıydı ey gizemli gölge
yoksa çalınan hayallerimin izleri mi takip ediyor usulca
kiraz ağacında salkım saçak sevdam çiçekledi
rengi dudaklarının kızıllığı sanki
hayallerimde hep köşe başında o ağaç
kumral bir gölgenin soluğu gibi
kayıp gençliğimin sırlı anıları ile yüklüydü zamanın döşü
sahi adın neydi ey gizemli gölge
ıssız bir şehrin gecesine karıştın sonra
adını unuttuğum o eski sevdadan kalan düş kırıkları mıydı yoksa
kül bahar
mahmudiye düzkaya
5.0
100% (16)