Rüzgara kurban verdik
( Nazarımda yerin çoktur bilirsin
Mecalim yok anlatmaya yorgunluğumu) Devrilsem şuracıkta gamzelerinde nasıl ölmüşüm sen de görürsün . . . seviyorum diyorsun sevme. . . yalanıma şahit olma benim… kuyruklu yıldızı serdim şimdi gecenin ortasına uydurduğum masallardan git sol cebime mıhladığım gülüşlerimi sandığın en dibindeki , o bindallıyı da al git. . . tavanarası yazdığım sözlerim ben de kalsın merhamet kokan ellerinle birlikte . . . hem ne değişecek ki gidince sabah uyandığında yine güneş doğacak perdene yine ötecek kuşlar pencerenin dibinde bense yorgunluğumu sürüklüyor olacağım mezarıma üzülüyor muyum hayır! eskisinden daha da yorgunum üstelik. . . bu kadar yaklaşmışken sonuma acaba diyorum acaba görebilecek miyim mevsime inat gözlerini. . . bu gece kar yağıyor avuçlarımdan yeryüzüne dışarıdayım yine deli ayaza rest çekercesine. . . söylesene, senin bastığın toprakların da sızlıyor mu içleri . . . inanamamıştın gidebileceğine gitmeden omzuma dokunmuş olsaydın hâlâ ağlıyor olduğumu görebilecektin oysa. . . ayak izinlerini ne çok aradı gözlerim bir bilsen. . . şimdiler de aynalardan bile olabildiğince uzak duruyorum bilmediğim bir sertlik var yüz çizgilerimde kim bilir beynimin bir bölümünde hoşça kal deyişinin izleridir bunlar …. İnanmıyorum kendime Oturmuş masana neler de karalıyorum hala Ne çok laf kalabalığı ettim değil mi Sanki gelip bunları okuyacakmışsın gibi. . . Saçmaladım yine Sen Boşver en iyisi Yine güçlü ol Eksiltme olur olmaz gülüşlerini yüzünden emi Senin gittiğin gibi bende gidersem şayet bir gün Ve sorarlarsa sana Penceresi açık kaldı rüzgara kurban verdik de. . . Asiyim Asabiyim |