Kaç dilekte diledim de düşmedin gök yüzünden
Çok olmadı mı geçeli
Sol yanımın işaret parmağından
Şiddetli bir depremle sağıma. . .

Baş sedirime koydum ben gözlerinin ferini
Ağır aksak cümlelerimi infaz ettim
Yutkunmadan edemedi gözlerim gidişine

Hey hat !
Çizgilerimden de eski tebessümlerin. . .

Hiç mi yolunu kaybetmez ayakların
Oysa ben adımlarımda bile seni aksettim toprağa
Toprak çatladı
Bereketlendi kuru yavan sofralar

Ben aşıma katık ettim gözlerini de
Sen bir katık edemedin beni yüreğine . . .

Dualar eskir mi bilmem de
Ben ne çok eskidim avuç içlerimle birlikte..

Kalbimde ki nazargâhım
Dokunur mu sözüm kirpiklerine

"Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi"
Sen ne söz ettin de ,
İkini bir etti bu Zühre

Niyet mi ettim çehreni yere düşürmeye
Söyle neye vardı dilim de
Şimdi varacak iki kelâm etmeye


Güneş doğuyor üzerime
Hem de hiç olmadığı kadar vakitlice

Belki bilmiyorsun ama ben her vakitte ölüyorum
Her vakit ölümdür alın yazımın kimsesizliğin de

Yumuyorum gözlerimi
Olan gücümle direniyorum

Lakin fayda yok
Meftunuyum yine suretinin . . .




Asiyim Asabiyim