EL KUŞU
El kadar
Ama Koskoca Bir Martı’ya Duruyor karşı Yüreğini alsam Avucumun içi Bıraksam Kocaman Dağ misali... Savaş Kalyonunda İpek Bayrak misali Savruluyor Zalim rüzgar yoldaşı... El Kuşu! El falı gibi Gizemli Dünyası... Gökyüzü benim işte Der gibi Umarsızca uçuyor Süslü kafes kuşlarına Nazire edercesine Nazlı nazlı... Yeni açılmış Tomurcuk tazeliğin de sesi Başımı döndürüyor Özgür ruhu... El Kuşu! Ellerin hürriyeti Parmakların kavalyesi Kalem gibi Süzülüyor Güneş’in unuttuğu Alınyazımın Karanlığına Beyazlığını Damlata damlata... Mülk kölesi Martılara inat Gelincik kokulu Kanatlarını Yıkıyor dilediği Nehirler de... Rahatını kaçırıyor Pervasız mutluluğu Altın Kafestekilerin... Çınar’da arkadaşı Yasak Elma Ağacıda Lale^ye uğrasa Gül’ün gözü kalır Mavi yollarda... El Kuşu! Konar mısın Bir an bile olsa Avuçlarıma? Sendeki Yasaklı iklimden Bırakırmısın Faili mechul Hatıralarıma... Esra TÜRKER - EL KUŞU - İkibinondört |