SESSİZ HIÇKIRIKLARGözyaşlarım dondu kaldı, Titreşiyorlar peşinden. Ellerim? Ellerim nasıl yalnız? Sanki ayrılmışlar eşinden... Gözlerimde yalnızlıklar dolaşıyor, yol uzun, Sesin, nasıl uzak, duyamıyorum, Kilitlendi mi şimdi tüm kapılar? Yerde, kırık anahtarların şıkırtısı... Ağlayan kim bu meş’um gecede? Nasıl kararmış ufuklar... Ne rüzgâr, ne bir ses, Bir nefes, Pencereler ardından duyulan sessiz hıçkırıklar... Dışarı savrulan perdelerden dökülüyor âhlar, Bir sessiz hışırtı, Göğe yükselirken düşüyor yerlere günahlar... Hayâl meyâl görünüyor gecede, Pencerenin pervazına yapışmış sanki eller, Savrulmaya hazır bir vücudu engeller gibi, Titremekteler... Sokak lambasının altında ışıldıyor henüz sönmemiş bir izmarit, Dumanında hâlâ tütüyor acılar, Kaldırım taşına yaslanmış gibi, omuz omuza ağlıyorlar... Gecenin siyah örtüsü sarıyor bahçeleri, Aşınmış tahtalarda hüzün ninnisi, Kapıda üşümüş bir çıngırak Yalnız, yorgun bir bekleyişte ki, Hasreti doluyor boynuna rüzgârlar, Karışıyor sesine,hüsranlı iniltisi... Simsiyah şalını katladı gece, Topladı evlerden bahçelerden, Duyulan bir kaç pişman hece, Artık duyulmaz oldu nicelerden, nicelerden.... Bekle beni! Dönülmeyen ufuklarda yine beraber, Bekle! Çâresiz sana uzanmış... Çâresiz, Sana uzanmış bu hayâl elleri... Hâlenur Kor |
Kaleminize sağlık.