ZEHİRLİ ÇİÇEKZEHİRLİ ÇİÇEK Bir çiçek açmıştı gönlümün bahçesinde, Yaprakları görülmemiş bir renkte, Kokusu özel... Sardı tâ uzaklardan, Anlamadım nasıl olduğunu; Kapıldım birden büyüsüne, Aldandım kadife sesine, Alıştım nefesine... Alıştım nefesine... Koparmak istedim, Benim olsun dedim, Oysa, ’yasak’ levhası vardı üzerinde... ’Dokunmak yasak! Koparmak yasak! ’ Duymuştum oysa; Çiçekler sevgiyle büyürmüş. Sevgimi verdim. Sebil ettim sevgimi... Sevgimden yağmurlar yağdırdım Üstüne... Bilmedim sevgimin onu boğacağını, Her şey dozunda gerekmiş, Bilmedim. Uzattım elimi, dokundum. Ah! Yanan elim değil, Yandı yüreğim! ... Anladım nedenini, Neden yasak? Zehri yürek yakarmış yasak çiçeklerin. Hem de yarası çok derin... Böyle acıtırmış zehirli çiçek... Neden yasak anladım; Anladım da anlatamadım. Bir zamanlar bakışım anlatırdı, Gözlerimden anlardı her şeyi sanırdım. Meğer yasak çiçekler zehirli olurmuş, Yakarmış yüreği... El uzatmamak gerekmiş. Geç anladım. Seslendim, Anlattım, Gözyaşı döktüm. Zehirli çiçek sandım ki beni anlar, Duyar... Anladım ne yazık ki şimdi, O, sert bir kayaya aksetmiş hayâl... Hâlenur Kor |