2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1535
Okunma

zamansız boyutlardan
elde var bir merhaba mevsimi
denizde ılık esintisi
ve eski bir nisan akşamı
belli belirsiz gülümser
geçmişten geçmiş birileri
usulca okşar elleri
gecenin gri siyahı ipek saçlarını
eski zamanlardaki gibi
bulutlar gelir
bulutlar geçer sulardan
günlerden aylara
aylardan mevsimlere
mevsimlerden yıllara uçuşur
zamanın göçmen kuşları
varlıktan yokluğa devinimlerden
ve buluttan yağmura
yağmurdan toprağa akışı canların
ve canlanışları
yokluklarında varlığa yeniden
bir başkalığın içinde
meçhul yazgılarda yazılmışlıkları
bileklerinde usturalardan duygu kelepçeleri
parlak ve soğuk metal grisi
ay ışığından suya düşen ölümün düşleri
hızla tükenen insanın
kırık dökük endişeli dağınıklığı
parçalanmış aynalardan
göz alabildiğine
gelenler ve gidenler
bir çoğu ışık hızından öte belki
hepsinin de benzer yanılgıları
farklı boyutların harmanında
farklı var oluşların farkındasızlıkları
zamansız boyutlardan elde var
bir merhaba mevsimi şimdi
ya dün
ya bu gün
ya da yarın
bir kaç kürek toprak daha atılmalı
ve bir kaç menekşe daha açmalı üstümüze
öncesi ya da sonrası
farketmezdi asla
hiç biriydi belki bildiklerimiz
ya da hayat belki de bunların hepsiydi
yaşanmışlıklar
kefaretiydi belli ki yaşanacakların
ya son bir kez şimdi
gülümseyecekti yüzümüze
ya da belki de
sonsuza kadar açacaktı üstümüzde
kahkaha çiçekleri ...
2 1 M a r t D ü n y a Ş i i r G ü n ü ’ müz kutlu olsun ...
Mert YİĞİTCAN
21 . 03 . 2014
istanbul
5.0
100% (10)