3
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1133
Okunma
Heyecanlı bir platformda terler dökecekti şimdi,moda denilen şey her zaman değişikliğe uğrayan kalıcı olmayan bir şeydi,
sıcak hoş görünen ilgi çekebilen kreasyonları görselliğe sunmak zorundaydı,belkide şimdi ülkesi ona tüm egzantrik vahşi sesleri sıcak renkleriyle yardım edecekti
kariyer çatışması içine girecekti küçümseyenleri eleştirenleri bol olacaktı benzersiz olmalı asla taklitçi olmamalıydı kaliteli disiplinli bir öğretim onu bekliyordu
okul başlayacaktı neredeyse tüm kardeşleri müziği seçti topluluk kurmak istiyorlardı annelerine tekrar sahne için zorluyorlardı en sonunda dediklerini yaptılar yeni bestelerini anneleri okuyacaktı
dinamik zoru seven yaşıyla asla ilgilenmeyen harika dinamizmin sembolü bir anne o harika insan gelecek yaşamlarını başka yönlere saptırıp asla ve asla zorlamıyordu
hayat senin diyordu mimar mühendis ol diye zorlamayacağım içinizdeki deha fışkırsın yeter ki bir işe sarılın ve eğitimini çok iyi görün diyordu
hayat burada zordu tam eve varacağı kavşağı geçmesi gereken anda motosikleti çalan beyaz adamlar bir de üstüne küçük kardeşini dövüp hırpalamıştı ,bunu yanlarına bırakmayacağım diye yaralarını temizlerken bir yandan söyleniyordu Afrida
her ne olursa olsun ırkçılık dünyada var !
HOŞGÖRÜSÜZ AŞIRI BAĞNAZ MİLLİYETÇİLİK RENK KÜLTÜR AYRIMI
HAYVANİ DÜRTÜLERLE SALDIRGANLIK İŞKENCELER HER TÜRLÜ KÖTÜLÜK
VE BU DÜNYADA BU IRKÇILIK ŞOVENİZMİ BİTMEYECEK
ve biteceğini sanmıyorum ve burası odak noktası dikkatli olmalısınız derken sahne dünyasına tekrar döneceğini söylüyordu
DİŞLERİNİN ARASINDA PARÇALAMAK İSTEDİĞİ BEYAZ ADAMLAR
İngilizlerin köle gemisi şimdi hala gururla duruyor mudur?
köleleri taşırken başı dikmidir hala Amerika kıyılarına
söylesene John Hawkins
iri siyah gözler bir dolu korkulu gözyaşlarının izi kalmışken hala
yüzlerce mil uzaklıkta leş kokulu gemiler
balık istifi gibi zincirli kendi nesline zulmettiler
yaşam için ağızlarına akıtılan bir lokma çorba
aylarca hareketsiz zincirlenirken
adı insan hiç bir canlının hak etmediği işkenceler
sizi affetmiş mi bu zavallı tarih?
daha kötü kokmaz mıydı ayni alanda ayni şartlarda beyazlar?
birde isim bol kahkahalı kötü kokulu zenciler
sömürgeci devlet olmayı seven zihniyet
şeker kamışı rant çiftlikleri taşıdıkları o bedava işçi köleler
sizi ayaklarımın altında ezeceğim gün
adımın yazılacağı tarihi bekler günüm
Jim Crow lağım kokuyor
lavabolardan tut adi döküntü olan her şey karaların
otobüsün içinde ki siyahlar hey!arka tarafa !
dediğin o yasaların
adınız ırkçılığa çıkmış ne yapsanız silinmez
tarih yazarken kirli sayfaları
kara yasalara hala bayrak tutar orman yasaları
en sevdiğiniz şey işkence beyninizdeki şeytan emredince
utanacak bu kıta dünya onları seyredince
içimizdeki cehennem sizi yakacak
sizin düşüncelerinizi giydiğimiz
bembeyaz çizmeler ezince
KOCASINI ÖLDÜREN BEYAZLARI
KİME İHBAR EDECEKTİ Kİ?
BU ASİ KITADA?
KIZGIN DEMİRLE GÖZLERİ OYULURKEN
AĞIR AĞIR YAKTILAR MEYDANIN ORTASINDA
YETMEDİ
NARİN SİYAH PARMAKLARI
ASILI AYLARCA
BİR KASAP DÜKKANINDA
BEBEĞİNE HAMİLEYDİ O
BU VAHŞETİ TARİH YAZARKEN
UTANMAYACAK LARMI OKURKEN?
SATIRLARIMDA?
AFRİKA’LI AFRİDA