2
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1106
Okunma
Bir liman şehrindeydi şimdi,en çok tren istasyonlarını sevdi
kırmızı tuğlalı evler dar aralıklı sokaklar gece hayatı dahil üniversite kenti,St georges meydanına sanki köyden şehre inmiş gibi tuhaf tuhaf bakıyordu,bir restaurant ta yemek yediler annesi hala başarı yükseliş şöhret bir dolu ona göre yine geveze bir türlü susmayan sözleriyde bir şeyler saçmalıyordu
Liverpool one
isimli mağaza ve ünlü alışveriş merkezi onu bekliyordu şık kıyafetler çantalar başı dönmüştü,siyah çarşafından sıyrılınca değişik bir hisse kapıldı
Üniversiteye gelince 1881 yıllarında kurulmuş
Liverpool üniversitesi araştırma bilgi yenilik merkezi adı altında dünyanın her yerinden akan öğrencileriyle doluydu,30 ooo öğrenci ve 192 değişik ülke 4.700 çalışanı ile sanki dünyayı yeniden keşfedip şekillendiriyordu,
akademik ünüyle meşhur,İngiltere’ nin en eski üniversitesi idi 4.000 den fazla uluslararası öğrencisi olup Victoria döneminden kırmızı tuğlalı üniversitede annesi İngiliz
olması dolayısiyle çok şanslı Yemen’den bir kız vardı şimdi adı Malika
aklına hala öğretmenim dediği o genç
hayallerini kuvvetli parmakları ile hatta tırnakları ile batırıp çimdikliyordu,uyanan hayaller sahilleri özlüyordu hani şu bembeyaz olan vahşi denizlerini özlüyordu rengarenk seçilmiş akvaryum gibi deniz belinde keskin bıçağı ile yüzerken
köpek balıkları vardı onun vahşi denizlerinde o vahşi doğayı hatırladı..
bir veda mektubu bırakmıştı herkese tüm arkadaşlarına ve ona da ,o Liverpool da iken çoktan ellerindeydi okunuyordu mektubu belkide..
KRALİÇE VİCTORY REDBRİCK KIRMIZI TUĞLALAR
Nemli soğuk ülkenin havasına alışmak için bedenim zorlanır
kimi suçlayayım?
her tarafı deniz bol nimetleriyle rengarenk oysa ülkem
soğuk ülke almış gitarı eline varlıktan mırıldanırken
şu para saz çalan La Fontaine masallarındaki çekirgede hayıflanır
harıl harıl toplayan karınca gelecek için şarkılanır
dengeleri kopmaya başlarken tekrar örmeli miyim bir hırsla ?
şu dünyanın lifleri çürüyor koptu kopacak sonunda
kale ayni saha ayni oysa şu dünyada
galiba her şey aklını kullanabilen dürüst oyuncularında
işte yine paranın gücü şimdi olsa da avuçlarımda
muhteşem bir üniversite geleceğim yazılır kan kırmızı tuğlalarında
bu bir şans oyunumu? kuralsız zamanlarda
sesi soluğu çıkmayanlar
şimdi zengin konuşur gelecek için haklı olan onlar aslında
fakirlik ötesi onca servetin içinde coğrafyada uyuşturan gat larda
bu cennet nimetlerinde aklını kullanamayan mı ?
yoksa da bencil insanlar hırsızlarla mı
şu memleketimin kıyılarında
bu nasıl kimlik nasıl benlik la kayıt davranışlarda
ama bir aşk var onu söndüremeyecekler
toprağım kumum sıcacık hala gülüşlerin sokaklarında
baksana bu soğuk para gülmeyi unutturmuş
bazılarına hatta hatta gülümsemeyi bile
bir rekabet sorma çamura bulanmış parada
kapitalist çizmelerinde
ben ülkemi seviyorum
ama fakir ama garip
olsun varsın
gülücükleri ısıtıyor içerimde
varlığımın nedeni
vatanım o sonuçta...
BEN ÜLKEMİ SEVİYORUM
HELE O RENGARENK DENİZLERİ
BU EN BÜYÜK SERVET
CENNET BUDUR ASLINDA
HELE SIRDAŞIM
O UZUN GAGALI GÜNEŞ KUŞU
CHOLCOMİTRA
NASIL ÖZLEDİM NASIL
ANLATSIN O SAHİLLERİM
SABAHI BEKLEYEN
GÜNEŞ IŞIKLARININ VURDUĞU
KUM TANELERİNİN YANSIMASINDA
YEMEN’Lİ YÜZÜCÜ MALİKA’NIN AŞK HİKAYESİ