Çığlık Çığlığa Hüzün (ömre ayaz vurmadan)uçmayı unutmuş yorgun kustu bahar hüznün asırlık uykusunda müebbede mahkum tatlı bir sözdü dudaklarda kekeme söylenmek isteyip de söylenemeyen mutluluklar adına akdeniz sıcaklığıydı torosların sisli gölgelerine inat vurgun yemiş denizdi koylarında gece ondandır hazanlara gebe inadına kalmıştır ağır bir hava sermekes bahar sarhoş sabahlara geceden yarim kalan düşlerde kulağında ninnisiydi koyların dalga dalga kıskanç sevişlerde anlaşılmazdı hecelerde dolasan yürekler kabullenmek zordu çalkantıları sıcaklığın soğuk kadınıydı kök salan bahara erken başlamıştı hüzün dünden kalan yarı uyuyan yarı uyanık gecelerde ela gözlere hilal kaslar düsdügünde parça parça kaybolan çukurlarında Küstüm çiçekleri acsada bir yerinde zamanın gecenin adıydı Akdeniz de döner dururdu yaşanılan anlar destursuz dile dolanan kelimelerin gizinde sessiz ve sevdasız acardı yırtıp hüzün perdesini yıllar içinden kar çiçekleri dinlemezdi sisli sabahları gülümsemeseydi güneş cam aralığından nice askların sancısıdır karabasanlar varlığını yok bildiğin hayallerde raks eden lodostu gölgelerde Uğuldayan toroslar geceyi yırtar bahara özgü canlılık ezgilerle kulaklarında ninni çığlık çığlığa hüzün Cemal Karsavran bambu dergi 11.ci sayı.. |