hayat ve sıkıcı insan
Süngü ucuyla dürtülmüş beden
eğimli alnın içinde beyin suyuna terk edilmiş gözler bakıyor duvarlara yan daireden gelen kadının şuh kahkası siyah beyaz ses doğumdan önce çürük raporu şansı yok bütün raporlar doğum ve ölüm sonrası. Ya aşk, insan konuştuktan sonra mı konuşmadan önce mi? Tatsız yeşil silgi var önümde Biliyorum çünkü tadına baktım, “silerken silinmek,” demişti bir şair silgilerin kaderi bu olsa gerek… 6 ve 9 arasında ilişki rakam fazlası… hayat sıkıcı değil, sıkıcı olan insan. onlarca yıl kafası içinde aynı lafları taşıyan konuşan tipler ve kafatasına yapışmış püre beyinli tipler eğlenceli bir ortamın içine eden sevimsiz biri gibi soğuturlar hayatı, zevkleri zevkten çıkmış alışkanlığa dönüşmüş, biraz daha para kazanmak için taşıdıkları altı metre bağırsağı tıka basa yemekle dolduran tipler, ve onların eğlence anlayışı rahatsız eder insanı, dikenleri olmalıydı insanın kirpi misali, ya da bir kaktüs böylece rahat ederdik biri bize bulaşmadan önce iki kez düşünürdü. Mesafeli bir şekilde birkaç gün kafa dinleyebilirdik zenginler bu işi diken yerine parayla çözmüşlerdir kafası bozulan uçağa atlayıp istediği yere gider, ıssız bir adaya belki ama hayat asla sıkıcı değildir ıssız adada bile sıkıcı olan insanın kendisi ve bu lanetini etrafa cinsel hastalık gibi yayıp duruyor çağlardan bu yana, cinsel hastalıklardan korunmanın yolları vardır ancak beyninize tecavüz etmeye çalışan hastalıklı düşüncelerden korunamazsınız, sürekli oradadır bu tipler, sesleri çoğalır durur çoğu doğum kontrolünden yırtmış tipler, bir boşluktan içeri sızmayı başarmış spermin gelişmiş halini görüyorum karşımda, ve konuşuyor benimle, onlara tek bir şey söylemek geçiyor içimden, hay babanızın şarap çanağına!!! |