LİLA (16) PİKNİK MACERASILİLA 16 geldi de sızlattı burnumun direğini yediğim iki dilim karpuz Lila nasıl hatıra getirmez ki o günleri ... yaz gelmiş bir keresinde Çayırbaşı’na pikniğe gidiyoruz çoluk çombalak dolmuşuz deli İbo’ nun pikabına Necmi efendiden de yüklenmişiz kan kırmızıları ,file file bademleri çiçeği henüz burnunda domatesleri yaz tahtaya Necmi diyorum alırsın haftaya bırakır mı hiç kalmaz Cumaya bakkal Mustafa son dakika yetiştiriyor kan ter içerisinde nefes nefese gazete kağıdına sarılmış koca bir kalıp peyniri sıkıştırırken kucağıma “al,kız bu da benden olsun” diyor Necibe kadın bağırıyor arabanın tepesinden ağzında bir avuç damla sakızı ayağında sarı naylon çorabı üzerinde yeşil rugan topukluları sanki defileye çıkıyor “ayol sen vermezdin günahını” aşk olsun abla diyor iki külahta zeytin var yanında gülüşünü yakalıyorum,bıyık altından anlarsın ya en sevdiklerinden bir anda yanakları kızarıyor bizim Necibe’nin çekiştirirken dallı güllü eteğini İbodan çıkartıyor hırsını ne bekliyorsun gitmiyor mu bu külüstür zor bela çalışıyor bizim düldül Cavidan abla şoförün yan mahallinde bir kolu sığmamış camdan uzatmış dışarı diğeri dolma tenceresine sarılmış sımsıkı maşallah çıtı çıkmıyor ne desen sağ olsun Ragıp ağabey pek bilir işini vermek için izni yaptırmıştır gönlünü Ohh be ! benim keyfim yerinde Lila kiranın geçirmiş miyim iki ay gününü sağ olsun Kıymet teyze şıngırdatırken tefini bastırıyor efkarımı pınarbaşı ben olayım diyor yar yar yar aman bulanırsam bulanayım leylim leylim aman... |
Çok güzel bir anlatım Tebrikler şairim