LİLA (15)bazen bazı sevgiler korkuturmuş insanı Lila ne kadar merak ne kadar istek de olsa korkuturmuş işte topal Şaziyeyi tanırsın o anlatırdı hep sandalye tepesinde ovuştururken ayağını bazen efkar basar iki laf laf arasında sarıverirdi eteğinin üzerinde döke saça tütünleri gençlik yıllarıymış güya traktör üzerinde saman yığınlarının arasında dönerken hasat bitimi köylerine gözlerini alırmış uzağında kalan şehrin ışıkları bir yanar bir sönerdi diyor sarılı kırmızılı ucu yok bucağı yok meredin kafasına esince takılıp gitmiş bir keresinde herifin tekine adam bilmediğin artistmiş ceket omuzunda yakası devrik topuk ayakkabı üstüne basık bağır açık bıyık badem bıyık iki şaşa bir kahkaha geçivermiş günleri anlatırken hep dolardı gözleri nasıl öderim haklarını çilli horozla sarı kızın derken adam bunu dürtüklermiş gece yarısı birde üstüne üstelik traktörün tekeri gelip durmaz mıymış yüreğinin tam üstü …. bacaklığının uyuşukluğu bile bölemezdi lafını iki kucak saman balyası taşıdı da beni koca bir şehir çekemedi kahrımı ah be Lila içim sızlasa da az fındık kırmamış hani kulakları çınlasın yinede topal Şaziyenin şimdi adını anmadan geçmek olmaz.. |