1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1543
Okunma
vicdanı erimiş akrep zamana zekrediyor
zehri
acıyla kaçıyor rüzgar gibi esiyor
yelkovan
sobanın kenarında tünemiş garip bir fare
dünden kalan ekmekleri kemiriyor
ajanstan haber geçiyorr bozuk radyo
daha dün gibi herşey
Neşet’in sesi geliyor
nemli
Gongul Dağı derken
Dedemin yüzü beliriyor
Soğuk pencerede
şimdi ellerim Sibirya
gözlerimse fersiz
seçmeye çalışıyor takvimden
bugün hangi dündeyiz
kimbilir kaç kez okudum şu hadisi
heyhat ne çabuk geçti ömür
gençliğim acı dolu olsa da
varsın ıslak olaydı
çocuk ellerimle çektiğim iki ton kömür
zaman ne yalan
zaman ne alçak
Zaman ne onursuz
Zaman ne rezil
acımasızca bıraktı
bizi sefil
Ah sevgilim
Sende gittin boş kaldı minderin
Ben şimdi bu hasta dilimle
kimden su isterim
gelmiyor doğurdukların
ne de torunların
her sabah hangi umutla yatağımdan kalkarım
dost değil ve çatık kaşlı
sert ve donuk bakışlı
düşman olmuş besbelli
senden sonra bezle aşk yapmamış
nankör aynalar
son durak omuzlar bilirim
bıktım bu yalandan ve zamandan
gerçeğim tek sendin
inşallah yanına gelirim
Ecel sen ne büyük rahmetsin
bıkana
Sen ne hayırsın
yalnıza
Azrail ne zaman gelirsin ruh bahçeme
beni sevdiğimin yanına götürmeye
içime üfrülen ruhu sen mi alcaksın
beni bu beden zindanından
ne zaman kurtaracaksın????
5.0
100% (3)