Gece karanlıktan geldik

Kanat çırparak sabahın aydın umutlarına

Gelip tünedik vahyin sabahına



Hicret kadar uzun yoldan geldik

Hicret yazdık kalbimize mührün,

Sağ kanadımızda umudu

Solda güveni taşıdık.



Bedirde aşkla, Uhutta ateşlerin üzerinde kanat çırptık

Düştük yollara ayetlerin ışığında

Çığlıkları duyduk Ashabı Uhdutta,



Vardık Konstanpol’un vefasız sokaklarına

Geldik işaretleri ve işaretçileri Kuran olan,

Fatiha Sırat(cadde) bulvarına,

Geldik ve yer açtık varoşlarda

Kaçak konduculara

Dizildik halkanın ipine

Kulak verdik gerçeğin sesine

Yırtıldı gece karanlığı,

Kulak veremeyenler boğuldular

Kelimelerin dikenli manalarıyla

Hayatın hoyrat alışları

Acımasızca verişleri

Oyaladı onları

Kibirli kredi kartları



Medineli ay düştü üzerimize

Sevdalarımız ve yüreklerimiz ışıdı sonra

Sünneti ç.k derisi aldırmak sananlar

Anlamadılar vahyin çığlığını

Kulak tıkadılar manalı gerçeğe

Yumuşak tonda ziyafet çekildi

Göstermelik Ramazanların

Kuş sütü eksik sofralarında

Afrikalı zencinin eksik yüreği

Görülmedi daha



Zulmler eriycek elbet

Hangi küfrün buzu erimemişki

Esen hakikat rüzgarında

Cesurca attık taşları

Şeria’da demir fillere

Hortumları kesildi

Tahta testerelerle



Kızgın çöl kumlarında

Hamza’nın kanı kurumadı daha

Kesik bir burnun

İpe dizilen kulakların

Dudakların

Yutulan insan ciğerinin

Hesabını sormadık daha...

Sadece aptallar yutar

Tulekanın yalanlarını

Eşkiya sokakları sarsada

Yazdık adımızı

Şerefli yenilginin Sırat kaldırımına

"Hüseyin" diye



Onursuz zaferin sahipleri

Yetim parasıyla aldıkları

Çaldıkları kunduralarla

Bastılar ismimize

Ezilişlerimizi seyrettiler

Tespihin kurbanları

Bizler kan verirken

Can verirken bu yolda

Timsah gözyaşları da
Yalandan aktı

Utanmadan kalktı elleri

Rıza-ı İlahi için değil

Cennet içindi amelleri

Bırakın vahyi emmeyi artık

Sizi sivri dişli cehaletin vampirleri

Sizler yoldunuz tüylerimizi

Uçmamızı kıskandınız

Sattınız bizi

Zalim ellere

Gagalattınız bizleri

Leş kargaları

Ayhan Özcimbit