ve şiir titrek ayaklarla basıyor geceye



....




rutubetin arkasında duran kadın
çıplak yasağı takarak saçlarına
avuçluyor ay büklümü geceyi
tıknaz palyaço edasıyla arzuluyum ona
kuru mevsim dağınık yatağın soğuk ertesi
ve randevu verilen bulut gecikmeli çocuk





....



aklımın geometrik yalnızlığı
ödünç boğulmalar altında düşük yapıyor
bende kalan hep rezil bir aşkın karın ağrısı
şeytan rüzgarlı küfürleri saplıyor yüreğime
ve geceyle olan sevişmesi çığlık arınması bırakıyor tere



....





şimdi gel de ahşap şiirleri kazı sayfalara
tütün utancını itiyor ciğerlerimin tembelliğine
rezillik çarpmış masanın
tavanı gözlediğini fark ediyorum
anlıyorum ki
aynı oksijeni soluduğum cansızlarda bir kurgu duruyor
ve anladığım kadarın sonrası boş bir paralel dengesizlik





....





rutubetin arkasındaki kadın
çıplak tene dökülen alevin resmi gibi
sakızı andıran kokusu karışık dudak izindeki pembeye
saçları açık senfoni düşü
pencereye yüzen sesleri takip ederek
parmak ucuyla okşuyor son geçen yalnızlığı
dışarıda tertiplenmiş ayrılık fırtınasını sürüyor boynuna
ve dönerek bana
sağır olduğum çığlığından açıyor lal yelkenleri




....




ulan yüreğim kadar alkolik çıktı şeytan
her geceye dokunuşunda düşüyor günaha
kalkarak sevap sandığı perdeleri tutarak
öpmeler kaçırıyor gecenin siyah tenine
kendi aykırı şiirlerimde bile delirmedim şeytan kadar



....




sürahiden sızan ter ağrısı su damlıyor içime
şıp şıp seviniyor kuru göğüs çölü
avuntusuz şarkılarla kayıklar bağlı gözlerimde
anla rutubet arkası saklı kadın
anla ki
dirhem acıması sahipsizliğim adam olsun
yüzüne boşalan kentin inzivası alıyor yaramı
şarapnel şarkılar patlarken çocuk aşkımda
sen büyüttüğün beni mavzer ardı bir yerde sakla
ay kurumadan
yağmur ıslanmadan
ve doyunca ruhu aç insanlar
bir elemin büyüsünden çıkıp gelirsin
bakarsın
enteresan hayatın en normal sevdası kayar
sevişme sonrası geceyle şeytan arası düşünde





....




artık karmaşık duygular bulvarında
donuk bir rüyayla karşılar aşk beni
bil ki
seni sevmek bir anlam ifade etmiyor hey acılı kadın
boş bir yolun ağlamasında sarılmalıyım mesela yolculuğuna
kavga ederken sokak arası karabasanlarla
bir anda aklımın tortusu olmalı sesini özlediğim hiçlik
dağ hikayeleri yakmam gerek nefesinin bölünmelerinde
yürürken bir yorgun mazi kaldırımında
ansızın karşıma dikilmeli portren
arka planda havari periler düşmeli suya sese köze
bil ki
zula saklısında aşık olmalıyım sana
sıradan cümleler zenginliğinde değil
seni en uygunsuz kelimeler seferinde
rotasını bilmediğim bir sevişmenin
yoksul ağlamasında sevmeliyim
arkamda bıraktığım tüm ısmarlamadan arınmış
berrak bir ırmağın çakıl taşına dokunurken aşık olmalıyım sana
ben sana imkansız ayrıntılarda değil
artık kullanılmayan aşklarda uyanmalıyım sevgili



.....




ve şiir yorgun başını koyar senin dizlerinin sıcağına