HÜZN-Ü ŞİFAsus, elbette sanada susmak düşer geçer mevsim-i baharlı düşler kanrevan olsada umutla çırpınan döşler göçermiş göçmen kuşlar kızarınca yaprakların yüzü meyin bitmiyle bomboş kalır bardaklar yırtılmış örtüler bilmem ki neyi saklar boğarken papatyaları o anlamsız yasaklar dilinde zehirlenir şairin anlam bulamayan sözü bütün duvarlar yıkılır içimde, içime doğru yokluğun ağrıtır düşleri, harlandırır koru aklıma takılırda korkutan cevapsız bir soru bir esmer nisana teslim ederken bir çift gözü alma, gölgesi yanımda dursun o esmer kuğunun bir yağmur sonrası topraktan genzime dolan buğunun kim bilir acıttığını o küçücük ellerin tarifsiz yokluğunun bakışlarımın yokuşunda dururken gözlerinin izsiz düzü ali rıfat arku 28/01/2014 istanbul |