savrulsam gönül yamaçlarına
sevgi olup aksam ılık ılık yüreğine
sil baştan yaşasak herşeyi
gülüşlerimize yalnızlığın sesleri çalınmadan
imkansızlıkları yoketsek
ateşte eriyen kar gibi

arada çocuk olup saklansak evin kuytu köşelerine
yakalayınca sarılsak sımsıkı
birbirini seven iki aşık gibi
zamanı biz diye kurup her sabah beraber uyansak
gözlerine baksam
boğulsam derinliklerinde
aynı havayı solusak derinden içten içe

bu hayatı seninle yaşamak vardı hanı
doya doya delice severek
aynı duygu seline kapılsak düşünmeden
akşamdan kalma sohbetler etsek
içilen kahve tadıyla
sabahlamak vardı güneşe beraber merhaba demek gibi

bak yine düşlerim rüzgara ters düştü,
yoklugun tokat gibi vurdu yüreğimin yüzüne
yine elim telefona gitti
ismini buldum tuşlara basamadım bir türlü
ah şu telefonlarda olmasa
aşk dolu sesini duyururmuydu rüzgarlar
yanağımdan senmışsın gibi öpermiydi yağmurlar

ah şu telefonlarda olmasa
bak yine yüreğim titredi telefon çalınça
birde alo deyişini duyunca
yine saçmaladım değil mi her zaman ki gibi
anlamsız manasız cümleler kurup durdum
anla artık seni çok sevdiğimi
bak işte çalıyor yine telefonun
benim yerime söylüyor
seni sevdiğimi

kızma bana böyle hayaller kurdum diye
düş bu hani , yarını olmayan
birazcık boyumu aştı galiba düşlerim
ellerim ateş tuttu
dağ gibi yandi sessizce
aşk yolunda düştüm senin gurbetine
ne düşünürsün bilmem ama
bana sakın ayrılıktan söz etme
bir sefil rüzgarım işte
esiyorum sevgiyle
ne olur
sen benden hiç gitme
cünkü;yüreğim hep ters düşüyor,düşlerimle


Gönül bir huma kuşudur,arıyor ama bulamıyor,düşlerde hep yaşanılıyor...Yüreğinize sağlık sevgilerimi sunuyorum...