MİNİK SERÇEM
Yüreğinde kopan fırtınaların,
Uğultusu.... Dışarıdaki soğuktan, Ve içimdeki seslerden daha baskın Minicik yüreğinde sakladığın sitem, bir ejderin alevinden daha yangın Belli ki canını çok yakmış hayat O hüzünlü ve efkârlı çığırtkanlığın Yüreğimin yangınına körük gibi geliyor Üflediğin ney sesinde Yüreğimin sesini veriyorum. Gel, acıyı beraber paylaşalım Günlerdir acı acı ötüyorsun Acılarımız ortak seninle Sen, kendi köşende, ben de kalbimin ücrasında En az senin kadar yalnız, senin kadar yürek yangınındayım Yalnızlığın soğuğunda acı acı öterken halveti seçtin Benim de kendi yangınımın yalnızlığında acım giderek artıyor Kimseciklerle paylaşamıyorum Sesim senin ki kadar gür, senin ki kadar hüzünlü değil, Ama İçimde biriken acılar dağlara dönüştü Her yanım kırılgan, her yanım fay hattı Kendimin labirentlerinde çıkmaz bir sokaktayım Feryadım, iniltim kendi derinlerimde Kaynıyor bir mağma gibi, yanıyor yüreğim Sen, acını dışına vurup duyururken, ben Yangınımı içimde en derinlerde yaşıyorum Ve paylaşamıyorum Kimse bilmesin istiyorum Öylece kalsın bırak İstersen güzel serçem, miniğim Gel, kendi acını da bana yükle, razıyım Varsın acılarım katlansın ikiye Alıştım nasıl olsa Yeter ki sen, unut acını Çünkü bahar çiçekleri seni bekliyor Benim yok bekleyenim, iyiyim ben böyle Düşünme beni, alıştım acılarımla kardeş gibi yaşamaya Ama sen hem küçüksün hem de üşümüşsün Minicik yüreğin, belli dayanmaz bu acıya İnsanlık öldü mü sanki Acın acımdır, yüreğim seninle Sen üzülürsen ben kahrolurum Duramam bu diyarlarda, giderim Ama bilemem nereye! Hani vardı ya, Bilâli Habeşi Hani okurdu ya, bilir misin Ezanı Muhammediyi Sevgili gidince… İşte terk edip gitmişti diyarı Çünkü her köşesinde sevgili buradaydı Her santiminde O’nun kokusu vardı Kavuşmuştu ya, Refiki A’la’ya Yüceler yücesi en sevgiliye Üzülme miniciğim, içindeki kalabalıktan kork! Yalnızlıktan değil Yalnız değilsin. Ötsen de güzel sesinle Karalar yaslar bağlasan da Hayat böyle işte, imtihan yeri! Süzülenler, yağmur yerine yüreğimin damlaları! Hıçkırıklar bak dizili boğazımda, göz pınarlarım kurudu, Rüzgârlarım sahilimi dövüyor, dinmek bilmiyor acım Bir sır vereyim mi sana! Acı ve kederler: Sevgiliye duyulan bir hicran Aslında kavuşma özlemiyle, yanar yüreğim her an Özlem budur işte, arzulamak Vursam kendimi dağlara, bitmez özlemim Seni, senin kadar anlatacak dilim olmasa da, Seni, senin kadar anlar,yüreğim! Ötüşün, nefesin, feryadın baharıma yâr Ötelere uzanan yolculuk var Ben,ahret işini dünyaya tercih ederim Anla sende, ömür güneşin yuvanda batmadan Ruhunu zindandan kurtar Gider aynanın buğusunu Fer dolsun gözlerin Yarın eyvah demeden, teslim ol, Yaradana Kurtuluş budur gerçek Sözüm anlayana! Ey! Rabbim Ey! Yüceler Yücesi Ey! Gönlümün Sultanı Kapına geldim, yüz sürerim. Yusuf Erdoğan |