Suya yazılı ömür
Gökten üç helva düştü
Kasımın son haftasında gecenin güç vakti saatin üçü düşlerimi kaçırdı haramiler, âlâbabanın elinden hakikate uyandım o sabah yaprak yeşildi su berrak kış ayaz gözlerimden yargısız baksın diye tanrı iblisimi söndürdüm üstüne basıp hep aynı tilkiye verdim keratalığı hep aynı anne emzirdi beni dilini hiç bilmediğim bir ağıt öldürdü en derin gerçeğimi adını yüksünmeden toprağa gömdü seneler bu yüzden ömrün kargalar kadar en az ay dolunken kanadı gözyaşlarım az gittim uz gittim dere tepe söz güttüm yedi başlı bir hüznün alevi yaktı serimi boş bir mezara hazır düştüm kendi ellerimle kendimi sözcüklerime gömdüm --bensizlik berbat bir duygu ben de-- kaybettiğimden beri kendimi /kimin düşünden sürgün yedim Ya Sâni ?! / Bir ağıtta doğur beni yeniden bir acıya doğ beni beni sana doğ... Bende ki seni özledim Yine gir gözlerimden içeri düşür beni gönlüne bir masalın sonunda bir masanın iki ucunda aynı gülüşün sıcağında düş bana masal bu ya bir varmış şirk yokmuş evvel zaman içinde kendimi sana bölmüşüm bir canımı bin etmişim kalbur saman içinde her birini sen de bir etmişim bir varmış bir yokmuş bir şiirin içinde ölü bulunmuşum Nil 21 ocak 2014 saat ( koca’ya) kaçtı ? |