AH BE NEJAT...
Bu kadar onursuzun yaşadığı asırda
Bir sen misin sığmayan, dünya denen odaya Onlar keyif çatarken, köşkte, yalı, kasırda Sen olanca azminle, sığınmışsın Hüda’ya Delikanlı tarzın var, asla taviz vermeden Yalakalar devrinde, güneş gibi parlarsın Nedendir, yarınlarda, baharları görmeden Bin türlü çaba ile, sağlığını zorlarsın Ah be Nejat, üzgünüm, senin bu hallerine Nasıl böyle çabucak, vazgeçersin hayattan Elbette ki gelirse, vade günü gününe Kulun diyeceği yok, her ne gelirse haktan Belli ki beğenmezsin, dünyadan kaçıyorsun Savaşmayı bıraktın, kötülük ve fesatla Biliriz ki zümrütten bir yürek taşıyorsun Lakin çabuk yoruldun, çok basit bir hesapla Neden yalan söyleyim, beğenmedim arkadaş Böyle kolay pes edip, kaybolmak da ne demek Sen buraya gereksin, senden çok iyi yoldaş Kalmayacak azizim, derdim bunu söylemek Kocaman bir azimle doğrul artık yerinden Yatak yorgan yatmanın, gözüm, zamanı değil Sahne senin içindir, ıslanmalı terinden Sevinelim birlikte, hüznün zamanı değil Ağabey nasihatı, kulak ver sözlerime Yeniden başlayıver, görev tamamlanmadı Kirlendi tüm zihinler, sis çöktü gözlerime Özlenilen şafaklar, henüz aydınlanmadı 20.01.2014 |