Ela
Sicimlerle bağladığın kalbim kanıyor Ela
yaşam pamuk ipliğine bağlı dertleri evlat edindim savaştım olmadı küstüm olmadı barıştım olmadı Ela kırılan kanadımla nereye gider nasıl uçarım naçarım naçarım Ela bana layık gördüğün bu cefa bana yaşattığın bu azap bu şehri yakıyor öfken-bir türlü kapanmıyor açtığın yara sıcak çorbama kattığın zehir sakinleş biraz yıpratma kendini ediver tehir müntehir bir sevgilinin ardından ağlayan yine yine sen olursun Ela dingin gecelerimin kabusu sözlerin halka halka büyüyor odamda sigaramın dumanıyla susuyorsun susuyorum eriyorum günden güne ne desem de sana kar etmiyor gitmiyor gözlerimden gitmiyor Ela öfkeli yüzün gülmeyi unuttun mu sevdiğim kalsam yaşatmıyorsun gitmek istesem tutmuş bırakmıyorsun gönlüme serptiğin bu kezzap çektirdiğin azap acıtımakta içimi günden güne eriyor ölüyorum Ella ölüyorum bu madcezir bu vedalar bu gelgitler bu sitemler yakıyor içimi katlanmak zor acısına bir son ver sürgit yaşanmaz böyle son olsun artık son bağışla beni son olsun bu elveda bir enkazım yangınından geri kalan görmüyorsun enkazımı sen mi alnıma yazdın bu yazımı dindir göz yaşımı dindir sızımı yetirmedin beni yetmedin sen kendine de bana layık gördüğün bu cefa Ela bana yaşattığın azap bitsin bu işkence dilim dilim ince ince kestiğin tenim kanıyor bak bir de üstüne tuz basıyorsun çek elini üzerimden çek elini sevdiğim bak sonu hüsran olur Ela vaz geçersem kendimden-sana vebal olur vebali senden sorulur Ela boğuluyorum görmüyor musun Yüksel Nimet Apel 14/Ocak/2014/Salı/Bodrum |