FİRAK
Eski bir mektup buldum küçük sandığımda
Hadi ağlatalım mısraları sevdiğim Diye başlayan ilk ağıtında Duyduğum soluk çığlıklar aydınlattı odamı Bir ses böldü kısa ve tatsız uykularımı.... Sokaklar ıssız sevdiğim! Uykular vefasız kılıyor seni Şarkılar aşık bir deli Ben eski mektubumda okumadığın son satırın hatırına Yeniden hatırlatıyorum sana kendimi Pullar eski, aşkım eski, bakışlarım boş ve limoni Kalbimin kanatlarında kurşun izleri Hangi savaşın gazisi olduğumu soranlara Başımı kaldırıp sadece bakıyorum Seni gösteriyorum onlara... Bir kibrit yeter beni yeniden tutuşturmaya Gözlerinin etrafından avucuma düşen Bir küçük kibrit yeter Beni yeniden mektuplara gömer... Yağmurun yağışındaki tadı biz bilirdik sadece Dualarımız çölleri yeşertir di hece hece Bereket bırakırdı sarılmalarımız gecelere Güneş bizden aldığı ilham ile doğardı Yokuşlar düz olurdu, sular kevser gibi akardı... Yapraklar Papatya’ya dönerdi, laleler Firuze’ye Gönlümüzün baharı kendini unutturur du Güz’e... Nefesim soğuk sevdiğim! En tepesinde dağların Yükseğinde sevdamın İsyanı ile sol yanımın Gökleri ağlatıyordum sevdiğim Saçlarna yağıyordu sitemlerim Sen gül kokmaya başladığında Dalgalanıyordu denizler Kopuyordu fırtınalar Ben üşüyordum dağlarda Bembeyaz bir yorgan gibi kar Üzerime yağıyordu usulca Sabırla bekliyordum sesini getirecekti kuşlar Onlar da unuttular... Hakikat bizi yoruyor sevdiğim! Biz masallarda ve uzak diyarlarda kalalım Hatıralar terk etmesin akıl yurdumuzu Kalp hizasında kalsın ağlamalar Ömrü kısa vuslatın... Firak bizi ölümsüz kılar... Gülmeler getirdim sana Uzun hayat yolunda sür yüzüne onları Ama hiç unutma dualarımızı Her gece üç defa Duymalıyım aminlerini... Yakarışlarını! Firak dağların ölüm meleği Aklımı bırak ne olur! Beynime dokunma! Hatıralar yegane miras bana... Selde boğulsun ağlamalar Sarmaşıklar içinden Gülmeler getirdim sana Uzun hayat yolunda Sür yüzüne onları Ama Unutma... Dualarımızı! |