KELEBEK RÜYASI
Önce ismi vardı bu şiirin
Önce hisleri vardı gökyüzümün mavisinde Sonra acısı vardı kalbimde Ellerinde hikayesi vardı solgun aşkımın Silinmeyen tazecik bir çiçek Kurutulmamış anılar vardı defterlerimde Hiç çıkmayan o kokuydu yapraklarımı titreten Dinmeyen rüzgar gibi gecelerimde Bir ışık vardı parlıyordu saçlarımda Yağmurlar kadar ıslaktı ayaklarım Ayaklarımın altında nehirler vardı Altından nehirler akan cennetlere benzeyen Anneydim çünkü ben Ve yüreğimde bunun soylu ve asi duruşu vardı Ayakta kalmıştım hayat yolculuğumda Oturacağım anı beklemenin yorgunluğu ile umuda bakarken Sahipsiz türküler geçiyordu aklımdan Sahipsiz aşklar dokunuyordu kalbime Ve anlıyordum kimsenin beni ben gibi sevemeyeceğini Ve aşkın bir kelebek rüyası olduğunu idrak ediyordum Kelebek rüyası kısaydı çünkü Kelebek ömrünün en kısa anıydı ve bir defaya mahsustu Kelebek rüyası gibi aşklarım vardı benim Bir günde hayal kırıklıklarıyla oynarken bulurdum kendimi Annem ellerime vururdu kızarak Ben kızımın saçlarını okşardım ağlayarak Çünkü kızımdan az büyüktüm bende Yoktu aramızda çok fazla bir sene Üzülürdüm yokluklarımın baş ucunda beklerken Kelebek rüyalarında yaşardım mutluluklarımı Sular ayaklarımdan Ateşler kalbimden geçerken Sevgilisi olurdum rüyamdaki kelebeğin Kelebek rüyasında aşk yaşardım kısacık Sonra uyanıp anne olurdum yeniden Oynardım kızımın kıvırcık saçlarıyla Omuz silkerdim hayata Umut tutmaya giderdim denizlerimden Kumbaramda biriktirdiklerimden... |